A password will be e-mailed to you.

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin yeni sergisi “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler”, ziyarete açıldı. Şeker Ahmet Paşa’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na 90 sanatçıya ait 200’den fazla sanat eserinin yer aldığı sergi; meyve ve sebze natürmortlarından sofralara, resim sanatındaki tatlara ve yemek kültürüne odaklanıyor. Sergide Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu’nun yanında özel koleksiyonlardan ve  farklı kurumların koleksiyonlarından ödünç alınan eserler de izleyici karşısında buluşuyor.

Küratörlüğünü, müzenin de kurucu küratörü olan Prof. Dr. Gül İrepoğlu’nun üstlendiği sergi, yiyecek ve ikram evreninin görsel belleğimizde nasıl şekillendiğini düşünmeye davet ediyor. Sergi kronolojik bir izleği veya sanatçılara göre bir tasnifi takip etmiyor; aksine parçadan bütüne doğru uzanıyor. Meyve natürmortlarını, meyve tabakları ve meyveli kompozisyonlar takip ediyor. Fikret Mualla’nın kübik dilini yansıttığı sofraları da serginin önemli bir parçası… Aynı meyve natürmortunun farklı ressamlarca nasıl aktarılageldiği, aynı meyve için farklı ışık ve gölge gibi elementlerin kullanımından nasıl bir temsil zenginliğinin ortaya konabileceği, sanatçılar arasındaki görme-bakış farklılıklarının nasıl estetik ayrımlar doğurabildiği serginin açtığı tartışmaları derinleştiriyor.

Sergi; meyvelerin çekici bir görsellikle betimlendiği resimleri tat ve lezzetle bağlanan edebiyat metinleri ve dizelerle sunuyor. Hüseyin Avni Lifij’in şiirle ışığı birleştiren tarzı, serginin bütününün şiirsel yanına rehberlik ediyor.  Gündelik dile yerleşmiş yiyecek ve lezzet ifadelerini görselleştirirken sofra sohbetleriyle de birleşiyor. Sergi sadece tatlara ve yiyeceklere odaklanmıyor, anlatımına o yiyeceklerin işlevli hale geldiği tarlalardan başlıyor. Zeki Faik İzer’e göre bir ressama resim yaptıran abstraksiyon kudreti, sergideki meyve desenlerinin günümüze ulaştıran motivasyonu da açık ediyor.

“Tarih boyunca insanlar kendi kültürlerinin yeme-içme alışkanlıklarını kayıt altına alma eğiliminde olmuşlardır. Yemeğe dair olguların sanat yoluyla görselliğe taşınması evrenseldir. Yeme-içme betimlemeleri insanın kendini resimle ifade etmesinin başlangıcından itibaren mevcuttur. Sanatın her dalı, yaşamın kendisine ve dolayısıyla yeme-içme hallerine eşlik edebilir,” diyen Prof. Dr. Gül İrepoğlu serginin basın buluşmasında şunları söyledi: “Bu sergi, çağımızın resim kavramı altında, iştah açıcı görünümlerin yanı sıra zaman zaman keyifli, zaman zamansa düşündürücü veya anıları tetikleyici çağrışımların; izleyende dokunma arzusu uyandıran meyve yığınlarının, kimi zaman da sebzelerin ve yeme içme ‘an’larının sanatla görselleştirilmiş hallerini yansıtıyor. Başta natürmortlar olmak üzere, yeme-içmeyle ilgili resme geçirilen betimlemelerden geniş bir seçkiyi bu sergide bir araya getirdik.”

Daha fazla yazı yok
2024-10-06 03:23:09