A password will be e-mailed to you.

 

Beni uzun uzadıya yazmakla uğraştırmayın, gidin izleyin kategorisinde bir film Ahed’in Dizi. Estetikse estetik, politikse politik. Koronun “Aaaaaa, Altın Ayı kazanan Eşanlamlılar yüzünden yönetmeni bir dövmediğin kalmıştı!” dediğini duyuyorum. Merak etmeyin, Nadav Lapid o işi benim yerime yapıyor bu filmde!

 

Eşanlamlılar’ın Godard naziresinden (Pierrot Le Fou) sonra, bir İsrailli yönetmenin vaat edilmemiş topraklarda Hong Sang Soo naziresi (Right Now, Wrong Then) çıkacak diye korktuğum Ahed’in Dizi dört başı mamur bir taşlama çıktı. Zaten film coğrafi olarak da taş toprak içinde geçiyor… Ölü Deniz’in güneyinde Arava Çölünde… Üzerine yerleşilince adına memleket denen, sınırları çekilince ülke olan, o sınırlar geçilince savaş çıkan taş, toprak, çöl, göl, dağ, deniz kıyısı… Olay Filistin’de / İsrail’de geçince memleketin / ülkenin adını bile doğru koyamıyoruz… Hangi hukuka göre bu topraklara ne diyelim ki hem meşru hem yasal olsun? Bu soruyu ve daha fazlasını Nadav Lapid sorduruyor, üstüne üstlük İsrail’in sanat yapıtlarının içeriği üzerindeki sıkı denetimini, dolayısıyla ülkenin demokratik yapısını tartışıyor, eleştiriyor, taşlıyor…

Uluslararası alanda başarılı yönetmen (Avşalom Pollak) taşrada bir etkinliğe giderse gör başına neler gelir fikrinden yola çıkan Ahed’in Dizi filmden hemen anlaşıldığı gibi gerçek bir olaya dayanıyor. Nadav Lapid, çölde bir yerleşim yerine filmini göstermek ve izleyicilerle söyleşmek üzere davet edilmiş, ancak onunla temasa geçen resmi görevli konuşabileceği konuları belirten bir belgeyi imzalamasını istemiş…

Lapid, ona esin veren bu olaydan yola çıkarak bu belgeyi imzalamak istemeyen, onu imzalatmaya çalışan Kültür Bakanlığı memuru (Nur Fibak) ile flört etmekten geri kalmayan, kendi pozisyonunu, onun pozisyonunu, sansürü, oto-sansürü ve mütemadiyen muhalif olmayı tartışan bir yönetmen karakteri yaratmış. Tıpkı Lapid gibi Berlin Film Festivali’nde ödül kazanmış, kendini pek cool gören, tamamen kinik değilse de taşraya gelen uluslararası yetenek olarak havalı olmaya çalışırken kinikleşen, yine de sanatçının özgürlüğü, devlet kontrolüne karşı mücadele gerekliliği konusunda dürüst bir tutum sergileyen isimsiz yönetmeni ele alışında kara mizah da var.

Ahed Tamimi

Filme adını veren Ahed, Filistinli insan hakları eylemcisi Ahed Tamimi. Yönetmenin yeni projesi, onun hakkında olacak. Nefret dolu bir adam dizinden vurulması gerektiğine dair bir tweet atmış, bu da yönetmene esin vermiş… Dolayısıyla imzalaması beklenen belge daha bir kritik önem taşıyor. Hem onun hem de bütün ailesiyle o ücra köyde yaşayan genç kadın memur için…

Senaryolarını annesiyle birlikte yazan yönetmen onun İsrail için söylediği bir sözü tekrarlıyor filmini sunarken: “Sonunda coğrafya kazanır”… İbn-i Haldun’a atfedilen “Coğrafya kaderdir” sözünün bir başka söylenişi bu… Tarih henüz tersini yazmadı. Nadav Lapid de olması gerekeni söylüyor karakteri aracılığıyla, ama gerçeği de gerçekçi olmayan üslubuyla gösteriyor.

 

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 14:30:53