Arda Karaböcek ve Burak Kaplan yine çok keyifli bir seçkiye imza atıyorlar. İşte size geçtiğimiz sezon izleme fırsatı bulduğumuz filmlerden en iyi sahneler.
Geçmiş (Le passe)
İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin ülkesi dışında çektiği ilk filmi Geçmiş, tıpkı yönetmenin bir önceki filmi Bir Ayrılık gibi bizleri, salonun ortasında karma karışık duygular içinde bırakan unutulmaz bir deneyimdi. Filmin en etkileyici sahnesi ise; muhtemelen uzun yıllar akıllardan çıkmayacak olan final sahnesiydi. Samir’in, komadaki karısının elini tuttuğu sahnenin üzerine kapanış jeneriği akarken ‘ben nasıl bir film izledim böyle’ diye sormadınız mı kendinize?
Büyük Budapeşte Oteli (The Grand Budapest Hotel)
Wes Anderson’ın son filmi The Grand Budapest Hotel’den hangi sahneyi seçsek aslında bu listeye girebilirdi. Seçmeye mecbur kaldığımızda ise filmin havasını belirleyen, Monty Python stili animasyon sahnesini seçtik.
Frank
Geçen sene vizyona giren ve hakkettiği ilgiyi görmeyen filmler listesi yapacak olsak bir numaradan listeye girecek olan Frank, bu listenin de olmazsa olmazı. Frank’in en özel sahnesi ise neredeyse The Doors kalitesinde olan filmin ortasındaki şarkı performansı.
Derinin Altında (Under The Skin)
Geçtiğimiz kışın en çok konuşulan filmlerinden biri de Scarlett Johanson ve Scarlett Johanson’un vücudunun baş rolleri paylaştığı Under the Skin oldu. Film her ne kadar favorilerimizden biri olmasa da içerisinde unutulmaz sahneler barındırdığını reddetmemiz imkansız. Özellikle siyah sıvının içinde süzülen insan görseli oldukça başarılıydı.
Bela (Borgman)
Film festivalleri sayesinde izleyebildiğimiz filmlerden bir diğeri de Borgman’dı. Geçtiğimiz kışın en tuhaf filmlerinden biriydi. Cennet bahçesini ele geçirmeyi hedefleyen Borgman, bu amacına ulaşmak için bahçenin Havva’sının oldukça ilginç rüyalar görmesini sağlıyordu. Tiyatro sahnesiyle kafa kafaya giden yarışı kazanan sahne, filmin rüyalarınıza girmesi en mümkün sahnesi.
Düşman (Enemy)
Jose Saramago’nun kitabından uyarlanan, kopyalanmış olduğunu düşünen bir adamı konu alan Enemy, çok iyi bir uyarlama olmasa da geçtiğimiz kış döneminin en akılda kalıcı sahnesi ödülünün sahibi. İzlememiş olanlar ve izlemek isteyenler için sürprizleri bozmamak adına sadece ‘ÖRÜMCEK!!!’ diyoruz.
Sen Aydınlatırsın Geceyi
Onur Ünlü’nün süper güçlere sahip bir kasaba ahalisinin hikayesini anlattığı filmi Sen Aydınlatırsın Geceyi, aslında sinemamızda eşi görülmemiş ‘tuhaflıkta’ pek çok sahneye sahip olsa da tabi ki bu sahnelerden en vurucu olanı filmin sonunda karşımıza çıkandı. Cemal’in zamanı durdurduğu ve Yasemin’in de uçağın içinde havada asılı kaldığı sahnenin, içinde taşıdığı hüzün ve çaresizlik hissi sebebiyle ileride bir klasiğe dönüşmesi muhtemel. Cemal’in bundan böyle Yasemin’e ancak bir tabloya bakar gibi bakabilecek olması ve durdurduğu zamana hapsolmuşluğu, sadece etkileyici bir kapanış sahnesi yaratmakla kalmıyor aynı zamanda belki de sinemamızın en etkileyici ‘kavuşamayan aşıklar’ hikayesini yaratıyordu.
Sona Doğru (All is Lost)
Robert Redford’un tüm filmi tek başına sırtladığı Sona Doğru’nun finali pek çok izleyici için sorguya açık olmasa da final konusunda hepimiz aynı fikirde değiliz. Zira Redford’un suyun altından yüzeye çıktığı sahne öyle ustalıkla tasarlanmış ki sadece bu sahne sayesinde tüm filmi en baştan bambaşka bir biçimde okumak mümkün. Suyun altından görünen ateş çemberini ve yavaş yavaş kadraja giren kayıkçıyı görüp de hala Redford’un kurtulduğunu düşüneniniz varsa sahneyi yeniden izlemenizi öneririz.
Frances Ha
Bu listeye Frances Ha’dan bir sahne koymamız gerekiyorsa bu sahnenin elbette ki bir dans sahnesi olması gerekiyordu. Sonuçta hayattaki en büyük tutkusu dans etmek olan bir ana karakteri var filmin. Durum böyle olunca, Frances’in, Carax’ın Mauvais Sang’ına saygılarını sunduğu dans sahnesini bu listeye layık gördük biz de. Sahneyi izleyince Bowie’nin Modern Love’ı eşliğinde sokaklarda çılgınlarca dans etmek istemediniz mi siz de?
Muhteşem Güzellik (La Grande Belezza)
Paolo Sorrentino’nun filminden rastgele 10 sahne seçsek zaten bu listenin tamamını doldurabiliriz aslında. Gambardella’nın sabahlara kadar uzayan görkemli parti sahneleri, zürafa sahnesi, çocuk ressamın performans sahnesi ve pek çoğu daha bu listeye rahatlıkla dahil edilebilir. Bizim favorimiz ise; Jep Gambardella’nın Villa Giula’da rastladığı fotoğraf sergisi sahnesi. Bu sahnenin, kendi varoluşunu sorgulayan Gambadella için bir yüzleşme anı özelliği taşıması, sahneyi bizim için ayrıca özel kılan en büyük etken.