A password will be e-mailed to you.

Fatih Vural, Şeker Bayramı için bize şeker gibi kantolar seçmiş.

Ortaokuldan beri duyarız; Osmanlı’da saray erkânının konuştuğu dil, dinlediği müzik, yediği yemek, okuduğu şiirler halktan oldukça farklıdır. Bu hemen her coğrafyada aşağı yukarı böyledir.  Kişisel ya da devletten bağımsız her türlü girişimin az olduğu o yıllarda eğlence tertipleme işi de haliyle devlete kalıyordu. Halkın ne istediğini kestirmek konusunda da devletten beceriksizini bulmak zordur; hele ki mevzu sanat/eğlence ise. Sloganlaşmış “Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” sözü efsaneye göre Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Bayburt’ta baharı karşılamak için verdiği halk konseri sonrası (Stravinsky’den Bahar AyiniLe Sacre Du Printemps çalınmış güya) bir vatandaş tarafından söylenmiştir. Şimdilerde de Berksan çıkıyor Bayburt’taki halk konserlerinde. Osmanlı dönemindeki Ramazan eğlenceleri de o zamanın halk konserleridir fakat ağır saz eserleri ve ağdalı sözler halkın pek ilgisini çekmez. Olağanüstü bir kültür zenginliğine sahip o zamanın İstanbul’u, kendi bağrından kanto’yu doğurur (Milad Peruz Terzekyan kabul edilir). 1880 sonrası da oldukça yaygınlaşır. Kabare müziğine oldukça benzer bu müzik Ramazan ile pek bağdaşmadığı gibi üst sınıf tarafından da tasvip edilmez. Murat Belge’nin deyişiyle “Kanto bir takım insanların ‘ayıp olur’ kaygısıyla tutkularını itiraf edemedikleri ve adı geçince önemsiz buldukları, ciddi bir şey değil diyerek geçiştirdikleri bir sevgiliyi andırır.” Kısa zamanda parlayan bu melez müzik yine kısa zaman sonra ayıplanarak unutturulur. Kanto artık bayramdan bayrama hatırlanan (pek azının hatırladığı) bir direklerarası nostaljisine dönüşür. Özlem gidermek isteyenlere medâr olmak için:

 

1.     Leblebici – Şener Şen

 

Bir esnaf kantosu. Tuluat dönemine has. Dondurmacı kantosu, arabacı kantosu, değirmenci kantosu da vardır. Söyleyen Şener Şen (bildiğimiz Şener Şen). Şehzadebaşı Saz Heyeti’nin eşlik ettiği bu albümdeki diğer solist Suzan Bizimer.

 

http://www.youtube.com/watch?v=VyBhvAJqt7A

 

2.     Prozit – Mahmure Suat Hanım

 

1927’de radyo ile birlikte eğlence evlerin içine ulaşır. Kantoya da talep artınca dönemin ünlü bestecilerine kanto siparişleri verilir. Prozit bir Saadet Kaynak bestesidir (Külliyatına bakınız, bu şarkının ismini göremezsiniz. O bile mahcup anlaşılan kanto bestelediği için). Güfte de beyefendiye ait. Hicaz, yürükçe. Prozit’i argo sözlüklerinde de derleme sözlüklerinde de bulamadım. Rusça’da ‘istek’ anlamına geliyor (просить), muhtemelen oradan devşirilmiş. Mahmure Suat Hanım seslendirmiş. Dönemin meşhurlarından. İlk Müslüman kadın kantoculardan aynı zamanda. Sonradan Müzeyyen Senar, Sezen Aksu, Hüner Coşkuner vs… de okudu.

 

http://www.youtube.com/watch?v=SwrBj9b59nk

 

3.     Setaraban Kanto – Hafız Burhan Bey

 

Hafız Burhan, Makber’in hem seslendireni hem bestecisi. Görkemli bir ses fakat kantoya yakıştığını söylemek zor. İşveli, cilveli, şuh bir müzik bu zira. Beyler bir ara denemişler fakat hiç tutmamış. Setaraban melez bir kelime. Arapça ‘akıllılık, kurnazlık’ anlamında olan fakat bizde ‘neşe’ manasında kullanılan ‘şetaret’ (شطارة)’e Farsça ‘ban’ (بان) eki gelmiş: Neşeci yani eğlenceden sorumlu kişi demek olmuş. Aynı isimde bir de makam var.

 

http://www.youtube.com/watch?v=4p_qb3INu5o

 

4.     Ben Kalender Meşrebim – Nurhan Damcıoğlu

 

En meşhur kantolardan biridir. Makam Rast. Seslendiren ise on bir ayın sultanı, kanto kraliçemiz Nurhan Damcıoğlu. Okuduğu hemen hemen tüm kantolar meşhur olmuştur: Yangın Var, Çapkınım Hovardayım, Çadırımın Üstüne Şıp Dedi Damladı, Fındık Kurdu…

 

http://www.youtube.com/watch?v=8mVpr_1NpB0

 

5.     Katina – Huysuz Virjin

 

Mahlası 1864 doğumlu kantocu Küçük Virjin’den mirastır. Meşhur şarkısını da Radife Erten’den öğrenmiş. Kanto ve tuluatın ve haliyle bir neslin son temsilcisi. Memlekete üç-beş beden bol gelenlerden.

 

http://www.youtube.com/watch?v=3Rq1vOjnFCY

http://www.youtube.com/watch?v=pNbrPh663vU   (gazino versiyonu)

 

 

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 16:34:43