Banksy’den “mülteci Steve Jobs”
İngiliz sokak sanatçısı Suriyeli sığınmacıların Fransa ve İngiltere arasında sıkıştığı Manş Denizi kıyısındaki Calais kampına Steve Jobs'lı bir graffiti çizdi.
için arama sonuçları
İngiliz sokak sanatçısı Suriyeli sığınmacıların Fransa ve İngiltere arasında sıkıştığı Manş Denizi kıyısındaki Calais kampına Steve Jobs'lı bir graffiti çizdi.
Mehmet Birkiye yönetiminde Cyrano de Bergerac, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın 2015-2016 sezonunda yeniden sahnede. 24, 25, 26 Aralık'ta ve 2 Ocak'ta Ümraniye Sahnesi'nde seyirciyle buluşacak oyunu, yıllarını tiyatroya vermiş olan Şükran Yücel yazıyor.
Küratörlüğünü yaptığı Üryan, Çıplak, Nü sergisiyle kendini özellikle kadın bedeninin çıplaklığı üzerinden beklemediği politik bir tartışmanın içinde bulan ve sergisi Hale Asaf'ın eserinin orijinalliğine dair iddialara maruz kalan Ahu Antmen sanatatak.com Genel Yayın Yönetmeni Ayşegül Sönmez'in sorularını yanıtladı.
Türkiye anayasasına göre devletin sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korumakla ve desteklemekle yükümlü olduğunu biliyor musunuz? Siyah Bant sizi Sanatta İfade Özgürlüğü Eğitimi'ne davet ediyor.
Küratör Adnan Yıldız, Kullanma Kılavuzu üzerine Bedri Baykam'ın yazısıyla başlayan tartışmaya ilişkin sanatatak.com'a özel olarak yaptığı açıklamada Bedri Baykam'ın bazı sorularını yerinde bulsa da Baykam'ın objektif bulduğu Hasan Bülent Kahraman tarihini eleştirdi:
"Bedri Baykam'ın bazı soruları yerinde ama..."
“User’s Manual” tartışmasını Türkiye’de bir zamanlar bienalin nasıl algılandığını hatırlarsak, kim var-kim yok kısırlığından çıkarmak lazım. Elbette Bedri Baykam’ın bazı soruları yerinde, mesela -nerede Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar ama bu soruyu Arter’deki İstanbul ve içme suyu projelerini hatırlatarak çalışkan küratör CCB’ye ya da genel anlamda galeri, kurum ve küratörlere sormak hatta sanatçıların kendisine sormak daha anlamlı olur. Diğer yandan, sanat pratiğini editör ve küratörlükle beraber yürüten Halil Altındere’nin bir görünürlük motivasyonu ya da üstünlük mücadelesi üzerinden ilerlediğini söylemek ona da haksızlık.
Ama bütün bu araştırma ve üretime sadece, -Süreyya Evren’ın sığ bir okumaya hapsettiği- siyasi iklim üzerinden bir etki-tepki önermesi olarak bakamayız, zira dünya değişiyor. Artık doğayı taklit eden bir modern sanatın ötesinde, sanatın propaganda ya da eleştiri üzerinden illüstrasyonlaştığı okumaları geçtik. Kültürel referans ve birikim üzerinden, çoğullar ve modernler üzerinden kurulan bir tarihler toplamının imkansızlığını konuşalım.
Özneden, hayalgücünden ve ilhamdan bahsedelim. İnternette dolaşan tarihten ne haber?
Ulusalcı Baykam bütün siyasi defosuna rağmen Kahraman’ı objektif buluyor. Aynı Kahraman beni o kitapta çok güldürmüştü.
Ahmet Öğüt’ü Seksenler'den çıkarttı, yok kendi küratörlüğünden 3. tekil şahıs şizofrenisiyle, Beral Madra ve Vasıf Kortun ile beraber ‘çekirdek kadrodan’ diye bahsetmişti. Yok, bu da fazla.
Thomas Hirschhorn işi gibi bunlar. Too too Much Much.
Tarih yazmak, başlı başına bir görsel okumalar ve görsel düşünmeler sorunu.
Gelin şehrin haritasına bakalım. Masada programları yürütenlerin kim olduğunu görelim. Uluslararası düzeyde tek araştırma ve prodüksiyon yapan Salt’ta Vasıf Kortun’un modernizm, sosyoloji ve mimari araştırma kanalları dışında uzun vadeli bir proje var mı? Arter’se işleri kutularından çıkarıp asmaktan öte bir üretim imkanı, üzerinden milyonlarca insan geçen bir lokasyonda olduğunu anlamaya çalışan katılımcı bir projeye yer verdi mi?
Aksanat’ta gördüklerimiz konusunda çok acımasız olacağım. Ne fotokopiden Marcel Broodthaers ne de üç boyutsuz, ikinci el ve fotoroman seviyesinde metinlerle döşeli bir Louise Bourgeois. Mezar kazıcılığı. Istanbul Modern’inse sorunu aşılamayan türden bir muhafazakarlığa övgü. Cennet Cehennem, Kayıp Dünya...
Masada birbiriyle konuşanlar bunlar olunca ne tarihten bahsetmek gerek ne de listelerden. Bence şehrin sanat haritasından ve bu haritadaki noktalardaki programları yürütenlerden bahsetmek gerek. Takvimlemek demenin programlamak demek olmadığı gibi, sunmak da sergilemek ve sergi yapmak değildir."
Tartışmayla ilgili diğer yazılar için:
Ali Şimşek yazdı:
http://sanatatak.com/view/Versiyon-Iki-Sanat-Tarihi-ve-Sol-Liberalizm/2056
Bedri Baykam yazdı:
http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-kafasina-gore-yazmak/2051
Esra Aliçavuşoğlu yazdı:
http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-sadece-sanat-tarihciler-yazmaz/2059
Sanatın bizzat hayat, ya da tersi olması kapitalizm içinde değil, onun ötesindeki bir ütopya ile ilgiliydi. Bu unutuluyor çoğu zaman!
Ankara Sinema Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 26 Kasım’da Ankara’da başlıyor. Başkentteki gösterimlerin ardından 4 - 7 Aralık tarihleri arasında Bursa’da olacak festival, yolculuğunu 9-10 Aralık’ta Kastamonu’da tamamlayacak.
Tasarım adına yılın güzel gelişmelerinden bir diğeri, yaptıkları başarılı mimari ve mekan tasarımları ile tanıdığımız bol ödüllü Atilla Kuzu ve Levent Çırpıcı’nın, özgün tasarım çalışmalarını OZON adı altında yeni bir stüdyo girişimi haline dönüştürmeleri oldu. Ozon bence bu topraklardan çıkmış ve yıllar önce Obuz kardeşlerin benzer bir yaklaşımla ortaya çıkardıkları ve sessiz sedasız büyütmeye devam ettikleri ILIO kadar değerli bir girişim.
Oyun dünyasının en ünlü karakterlerinden biri, pos bıyıklı tesisatçı Mario, IŞİD ve Esad'ın açtığı ateş arasında kalanların durumuna ışık tutmak için iş başında.
Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit
Son dönem Türkiye sinemasında ilk filmi Tepenin Ardında ile heyecan uyandıran ve dikkatleri üzerine çeken Emin Alper’in ikinci filmi Abluka vizyona çıktı. Abluka merakla beklenen filmlerden biriydi; galasını yaptığı Venedik Film Festivali’nde ana yarışma bölümünde Jüri Özel Ödülü’nü kazandı ve eleştirmenler filmden övgüyle bahsetti. Ülkemizde Adana Altın Koza Film Festivali’nde de en iyi film başta olmak üzere beş ödüle layık görüldü. Abluka; yoğun bir politik şiddet ortamında yıllar sonra bir araya gelen kardeşlerin, Ahmet ve hapisten şartlı tahliye edilen Kadir’in hikâyesine odaklanıyor. Paranoya ve komplo teorilerinin öne çıktığı film gerçekle hayal arasında ince bir çizgide ilerlediğinden filmi izlerken seyirciye çok iş düşüyor. Filmin başrollerinde Mehmet Özgür ve Berkay Ateş yer alıyor; onlara Tülin Özen, Müfit Kayacan ve Ozan Akbaba eşlik ediyor. Abluka'nın mimarı Emin Alper'e filmin anatomisini sorduk.