A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

ruh

Edebi bir kahvaltı


Yeni yılın akşam yemeği herkesin kendisine özel. 
Ertesi günün,  muhtemelen öğleden sonra, hatta akşamüstüne kadar sarkacak  büyük kahvaltısı için, geçtiğimiz yıl içersinde sanatatak ‘a  yazdığım romanlardan  bir edebiyat mönüsü hazırladım. Kimbilir,  belki bazılarını yazarları ve  kahramanlarını hatırlamak için koyarsınız masanıza.


Semiha B. Bizim Neyimiz Oluyor?

Özellikle, inatla kendi mitolojisinden bahsetmek, durmadan onu gündeme getirmek; Semiha Berksoy’un fantastik otoportrelerinde, ‘anne ve çocuk’larında, kendi kendisini bir değişim-dönüşüm-başkalaşımın kahramanı (bazen de bir maske) olarak sunduğu işlerinde zamanı, trendleri, sade suya ruhbilimi, teatralliği aşan bir şey.

Bir Düş Zamanı Gezgini: Ayşe Emel Mesci

"Nasıl Müller 'Havaalanlarının sessizliğinde nefes alırım ben...' der ise ben de bu sürgün yaşamımdan geçenlerle hayatta kalıyorum..."

“Beyin çok ilginç; hiçbir bilgiyi 'toplamıyor' , eline geçen her şeyi 'çarpmaya' programlı. Bu yüzden beyni mümkün olduğu kadar temiz tutmak gerekiyor ki sahnede ya da hayatın içinde söylemek istediğimiz her şey, bizi doğru ifade eden resimlere dönüşsün. Ekranları temiz tutmalıyız; denemeliyiz en azından... Düşünce çok büyük bir eylem...”

Ayşe Emel Mesci


“Her Şeyimi Şiire Borçluyum”

Agora Kitaplığı’ndan taze çıkmış “Ruhun Bedeni” nadir bir kitap ve Selim Temo “yuvasına oturmayan çekmecelerin huzursuzluğu”nu (ki o çekmeceler hepimiziz galiba!), birilerindeki (ki o birileri hepimiz değiliz, o kesin) “her taze meyveyi mezarlığa götürme telaşı”nı ve sonra “geniş bir avluya çıkar gibi raylara biriken kadınlar, çocuklar, yaşlılar”ı özel bir sözcükler kümesiyle anlatan, adlandıran bir şair-yazar. Ayrıca, birçok antolojisiyle bilinen bir Kürdolog. Aşağıda onunla söyleşiyoruz.

“Bu yanlışlık benim, ilişmeyin”

Şener Özmen. Sanatçı ve yazar. Söyleşmesi kolay olmayan bir adam. Türkçeye çevrilen ilk romanı Spinoza’nın Günlüğü (Rojnivîska Spinoza) hasebiyle birkaç gün şöyle bir birlikte dolaştık soğuk havaların kapıya dayandığı Amed’de. İkinci Yeni, Lamekân, Babel Terrace, Sülüklü Han ve Saray Kapı gibi mekânlarımızda kesik kesik söyleştik, bol şarap ve kahve tükettik, ben kısa notlar düştüm, sonra da yazıştık ve aşağıda okuyacaklarınız ortaya çıktı.  

 

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız ve bir cenaze gibi bakıp duran Finnegans Wake günlerinden sökün eden iyi bir şey ve gene de tadımlık…

2025-01-07 21:12:07