A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

polis

article placeholder

Vasıf Kortun: “En sert mücadele Galatasaray ile Odakule arasında verildi.”

 

Vasıf Kortun, Salt Beyoğlu'nun direnişçilere kapalı olduğu haberlerinin aslı olmadığını belirtti.

Üç gün boyunca Gezi parkındaki direnişte yer alan Vasıf Kortun'un konuyla ilgili sanatatak.com'a gönderdiği yazısını yayınlıyoruz:

 

Dün twitter üzerinden SALT Beyoğlu’nun kapılarının kapalı olduğu tevatürü dolaştı. İşin doğrusunu yazmak zorunda kalmak bile canımı sıkıyor ama anın çaresizliği ve şiddeti içinde yazılmış bu tevatürü düzeltmek zorundayım. Cumartesi saat 12:00 ile 16:00 sırasında İstiklal üzerinde en sert mücadele Galatasaray ile Odakule arasında verildi. Çevik kuvvet ve bir toma Yapı Kredi önünde konuşlandı ve yaklaşık dört saat boyunca gaz ve su ile göstericilere aralık vermeksizin saldırdı. Vahşetten kaçanları önce ön kapıdan aldık ancak bir süre sonra bina girişi gazdan dolayı içeride durulmaz oldu ve polisin hedefine dönüştük. Bunun üzerine yan sokak üzerinden arka girişi kullanmaya başladık, geçen üç saat içinde binaya yüzlerce insan sığındı.

Yan sokağımız çıkmaz sokak olduğu için her kaçanın aniden kayboluvermesi hem tepemizde dolaşan helikopterin hem de sivil polislerin gözünden kaçmadı, binaya da yöneldiler. Bunun üzerine ışıkları kapatıp insanları farklı katlara gizledik. Aralarında sınava gelmiş anne ve çocuklarından, turistlerden, halk evlerinden, ülkücülerden, kendi başına sokağa çıkmış gençlerden tutun her çeşit insan vardı. Bina çalışanları, güvenlik kapıyı tutmak uğruna saatlerce gaz yedi ama yılmadılar. Alanı kontrol etmek için ara sokağa çıktığımızda en fazla 15 metre mesafeden, atmayın, diye ikaz etmemize rağmen benim ve kızımı hedefleyip–sokakta sadece ve sadece ikimiz varken—gaz bombası sıktılar ve kızım topuğundan vuruldu.

Gene de şanslıydık, bin beteri olabilirdi. SALT yönetimi olarak binayı ihtiyacı olanlara açık tutmaya karar vermiştik ve öyle de yaptık. Çıkanlar teşekkür etti, her seferinde mahcup olduk, çünkü yaptığımız en basit, en gerekli şeydi, yapılabileceğin asgarisiydi. Ancak kültür kurumları olarak bu saate kadar ortak bir poziyon almamış olmak hanemize olumsuz bir puan olarak yazılmalıdır. Kamusal olanın kamuya açık olması esastır. 

article placeholder

Nilüfer Göle’den #direngezi yorumu

Ünlü sosyolog, T24'e Gezi direnişi yorumladığı bir yazı yazdı:

"Yeni bir vatandaşlık provası"

"Katılımcıların kendisi de hoş bir şaşkınlık içinde. Kendi seslerini duymanın, eylemlerinin birleştirici gücünü görmenin coşkusunu, sevincini yaşıyorlar. Tansiyon beş gün sonra bile hal yüksek.Tedirginlik veren çatışma korkusu, polis baskısı, yaralılar, insan kayıplarına rağmen, şenlik havası hakim." diye yazan Göle, hareket'in, "yeni bir eşiğe işaret ettiğini" ifade etti.

"Hareketin adını koymaya çalışıyoruz. ‘68 Fransız başkaldırısını hatırlatanlar, Arap baharına gönderme yapanlar, occupy wallstreet’i de kapsayan Avrupa “kızgınlar hareketi”ni kendine daha yakın bulanlar var. Gezi meydan hareketi ise bunların hepsi ve hiçbiri. Hepsinden bir unsur taşıyor. Hepsi gibi sokağa çıkma, meydanı işgal etme, vatandaşın nöbet tutma hareketi. Ama hepsinden ayrılan bir özgünlüğü var."

Öte yandan Göle, "Sol Müslümanlar tarafından ortaya atılan “abdestli kapitalist” eleştirileri Türkiye’deki İslami dönüşüme işaret etmekteydi. Gezi hareketi, kültür yerine tüketimi öne alan hiper kalkınmaya karşı kentli yeni bir farkındalığa tercüman oldu." diyerek "yeni bir vatandaşlığın provası"nın yapıldığını da sözlerine ekledi.

2024-12-23 03:25:38