1940'larda pek tanınmamış sanatçılar arasında ortaya çıkan ve New York'u sanat dünyasının merkezine taşıyan soyut dışavurumcu akımın CIA tarafından kullanıldığı iddia ediliyor.
“Er ya da geç Milano takımlarına bir üçüncüsü eklenecek. Bu takım neden AS Velasca olmasın!” Bu düsturla yola çıkan sanatçı Wolfgang Natlecen ve arkadaşları, geçtiğimiz sezon başında bir futbol takımı kurdular. Her ne kadar oynadıkları ilk sezonda sondan ikinci olsalar da bu yolda kararlılıkla ilerliyorlar.
Geçmişte önemli ve kıymetli işlere imza atmış yönetmenlerin ve senaristlerin artık iş yapamadığı, yaptırılmadığı bir ortamdan bahsediyoruz. Medyada, sporda ve ardından da sanatta da çölleşen, tek tipleşen bir ülkeyi anlatıyorlar.
Geçtiğimiz ay Kadıköy’de açılan Taşra Kabare kasımda prömiyerini yapacak "Ölüm Hastalığı", Füsun Demirel'in Dario Fo ve France Rame uyarlaması "Aşk Dersleri", klasik müzik ile kukla tiyatrosunu buluşturan "Küçük Bir Kukla Süiti" ve akustik konserlerle dikkat çekiyor.
Meryl Streep’in gözünü 20. Oscar adaylığına ve muhtemel 4. zaferine diktiği Florence Foster Jenkins gerçeğin sanattan daha şaşırtıcı olduğu öykülerden biri.
Westworld umut vadeden ustalıkla yazılmış bir ilk bölümle açılmış, dizinin nasıl devam edeceği merak ediliyordu. İkinci bölümde yeni bir şey görmemiş olsak da pek çok vaat ile karşılaştık. Bölüm farklı bir dış-ses ve yeni karakterlerle açıldı.
Alman sinemacı Maren Ade’nin Cannes’da gösterildiğinden bu yana yerlere göklere sığdırılamayan filmi Toni Erdmann bu yılki Filmekimi’nin yıldızlarından.