A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

nu

Dalgalandım da duruldum

 

...lüferlerin boylarını kontrol ettik ve hala çinekop boyutuna sarıkanat dendiğini görünce bir de Kumkapı kontrolü yapmaya karar verdik. Kumkapı’ya alışık olduğumuz gibi Çemberlitaş’tan yokuş aşağı vurarak indik...

article placeholder

Zeid’i kim aldı?

Christies müzayedesi şu an itibariyle Dubai’de bitti. Satışta sürpriz bir resim yer alıyordu. O da Fahr El Nissa Zeid’e aitti. Ailesi, Prens Raad bin Zeid koleksiyonundan çıkan Atom Patlaması ve Bitkisel Hayat başlıklı 210x 540 cm.lik resim 1964 tarihliydi ve Zafer Yıldırım tarafından satın alındı. Resim, renkleri, kendine has soyut geometrikliğiyle, Zeid’in atom dünyasına yaptığı coşkulu vurgusuyla tıpkı çağdaşı Salvador Dali’nin nükleer mistisizmi gibi bir anlayışa sahip olduğunu gösteren nadide bir kanıt niteliğini taşıyor. Bilindiği gibi Dali, İkinci Dünya savaşı sonrası yaşananlardan etkilenerek hiç olmadığı kadar Katolik olmuş. Dinle bilimi harmanladığı nükleer mistisizm diye bir akım ortaya atmıştı.

Hala kareleriyle

 Seyhun Topuz, kırk iki yılı süzdüğü heykelleriyle Elgiz müzesinde büyük bir sergiyle 24 Ekim’den itibaren yerini alıyor. Serginin tasarım ve düzenlemesini ilginç ve akla fevkalade yatacak bir isim, bir mimar, Nevzat Sayın yapıyor. Topuz’un geometrik formlarla alıp veremediğini ya da ne alıp verdiğini, denge ve simetriyle ilişkisini anlamak için sergi iyi bir fırsat verecek. Öte yandan Topuz’un 1970’lerden bu yana aşağı yukarı her döneminden en az iki heykelini kapsayacak sergiyi, sanatçının formlarını aynı zamanda birer sosyal işaret gibi düşünüp düşünemeyeceğimizi gösterecek bir imtihan alanı gibi görebiliriz…

article placeholder

Sırma Köksal “bu bir nöbettir”

09 Eylül 2013 tarihi itibariyle Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni olarak göreve gelen Sırma Köksal, konu hakkındaki ilk açıklamasını şu sözlerle dile getirdi:

“2013 yılının bildiklerimizin hiçbirine benzemeyen haziran ayı yepyeni deneyimlere yol açtı hayatımızda. Hemen sonrasında, sözgelimi Can Dündar, o tatildeyken köşesi boş kalmasın diye bir ay boyunca Doğan Tılıç’ın Birgün Gazetesi’ndeki köşesini yazdı. Bu nöbet, dünya basın tarihinde bir ilkti, tıpkı duran adam gibi, merdivenleri rengarenk boyamak gibi yaratıcılığının şiddetinden başka şiddeti olmayan bir eylem biçimiydi. Haziran ayı hayatımızda çok şeyi kalıcı biçimde değiştirdi. Birlikte ne kadar yaratıcı olabileceğimizi, eğlenebileceğimizi, güç kazanabileceğimizi, bir şeyleri değiştirebileceğimizi gördük. Eminim çoğumuz bunları gördükçe kendi hayatlarımızda da değişiklik arayışına girdik. Ben de bu eylül ayından itibaren yayıncılıktaki yolumu Can Yayınları ile sürdürme kararı aldım. Bu her zaman “Erdal Öz’ün yayınevi” olarak kalacak olan Can Yayınları’nı onun yokluğunda sürdürmeye kararlı olanlardan biri olarak, güllerin solmayacağı mayıslar, haziranlar ve eylüller için, yoklamadan düşmemek adına sevgili Zeynep Çağlıyor’dan devraldığım bir nöbettir. Umarım bu nöbeti bir başka Can yoldaşıma devredene dek değerli dostum ve saygıdeğer ustam Erdal Öz’ün anısına layık olurum.” - See more at: http://www.edebiyathaber.net/can-yayinlari-yeni-genel-yayin-yonetmeni-sirma-koksaldan-merhaba/#sthash.Vnrx8jWb.dpuf

2024-11-24 18:56:13