Ah Belinda filminin Atıf Yılmaz'ın kızı Kezban Arca Batıbeki'nin İstanbul '74 galerisindeki son sergisi için yeniden ürettiği kısa filmde Nurgul Yeşilçay ve gazeteci yazar Yiğit Karaahmet yer alıyor.
Fanzin - Kaset - Distro dosyasında Sarp Keskiner'in ikinci konuğu, halen İstanbul Modern'de süren "Çok Sesli" sergisine yerleştirme projesi ile katılan Merve Şendil: “Amatör grupların kaydını tuttuğum ve “Underscene Project” adı altında topladığım açık arşiv ve gerçekleştirdiğim analog korsan radyo yayınları, içinde yaşadığım dünyanın yeniden kurgulandığı işlerdir.”
Dr. Nathaniel Bagshaw Ward 1842’de ilk baskısını yapan “Cam Kutularda Bitkilerin Büyümesi Üzerine” [1]kitabında terraryumlardan, kendi çizdiği Wardian kutusundan bahseder ve cam kutularda yetişen bitkileri anlatır. Terrayum, hepimizin bildiği akvaryum kelimesinin Latincesinden üreyen bir sözcük, kapalı bir kutu içerisindeki bitki eko sistemini tamamlıyor. Peki, terraryumun bir mimarlık bienali ile ilgisi ne olabilir?
5-6 Kasım 2014 tarihlerinde Hayalbaz sahnesinde gerçekleştirilecek İzmir Deneysel ve Doğaçlama Müzik Günleri kapsamında, deneysel müzik alanında şehrin yaratıcı ve üretken isimleri bir ara geliyor. Ayrıca İzmirliler için anlamlı bir sürpriz söz konusu: Şehrin kült ekiplerinden Abarjazz, bu vesile ile üç yıl sonra ilk kez bir arada çalacak.
Sarp Keskiner, Sanatatak okurları için dört yazı ve röportajdan oluşan Fanzin - Kaset - Distro dosyası hazırladı. Keskiner'in ilk konuğu Semih Şimşek (Günebakan Productions).
PürtelaşTiyatrosu İsveç'li yazar Lars Noren'in Savaş adlı oyununu Serdar Biliş yönetiminde sahneliyor. Savaş'ı siyaset bilimci Prof. Ayşegül Yaraman izledi ve Sanatatak okurları için yazdı.
İbrahim Maalouf sahnedeyken sadece var olanı sunmuyor bizlere, zihninde dönüp duran müzik hiç bir zaman sabit bir rayın üzerinde ilerlemiyor. Bir çok yol sunuyor dinleyicisine, birine doğru yürüyoruz ve nereden geldiğimizi düşünmeksizin yolda olmanın güzelliğini hissediyoruz.
İstanbul Modern kuruluşunun 10. yılında, “Çok Sesli” başlıklı bu sergiyle hem süreli sergilerde benimsediği politikasını devam ettiriyor, Türkiye güncel sanatına farklı bir aralıktan yaklaşıyor, hem de sosyo-kültürel bir tablo ortaya koyarak günümüzün hip olgularından disiplinlerarası çalışma biçimlerine dikkat çekiyor. “Çok Sesli” davetkar bir başlık çünkü çoğu zaman sesin çağrısı, imgeninkinden daha kuvvetli.