Nâzım’ı nasıl bilirsiniz?
M. Melih Güneş’in yeni kitabı “Suyun Şavkı: Leipzig’de Bir Aile ve Nâzım Hikmet” Türkiye’den siyasi nedenlerle ayrılmak zorunda kalmış Hayk ve Anjel Açıkgöz ail... devamı...
için arama sonuçları
Genco Erkal’ın Kadıköy Lisesi’nde sahnelediği Güneşin Sofrasında Nazım ile Brecht oyununun gösterimleri, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan güvenlik tedbirleri nedeniyle iptal edildi.
Gündüz Vassaf'ın kelimeleri Dilem Serbest'in resimleriyle "Çocuklara göre büyükler, büyüklere göre çocuklar için Nâzım Hikmet" sloaganıyla kitapçılardaki yerini aldı.
Bir süre sonra tarih her zaman hakkını yazara, şaire, hakikati savunana verir. En bilinen örnek Nazım Hikmet’tir. Ne oldu? Kimimiz hatırlıyoruz onu hapsedenleri, ceza verenleri?
Ece Temelkuran, Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de ve dünyada yaşadıklarını Alman Deutsche Welle için yazdı.
"Geçtiğimiz günlerde yoksul Kürt işçileri, Kürt oldukları için yaşadıkları Batı şehirlerinden kovan insanlar Suriyelilerin de ülkelerine geri dönmesini istiyor. Ne talihsizler ki kaçtıkları bir savaştan başka bir savaşa tutulmak üzere olan Suriyelilerin gidecek bir yeri yok. “Ne kadar ilkeller” diyebiliyor insanlar, “40 kişi aynı evde kalıyorlar.”
Benim ülkem bir köprü-ülke. Savaştan kaçan Suriyeliler, insanlık tarihi boyunca bu köprü-ülkeden geçen binlerce toplumdan biri. Çünkü insanlık tarihinin başından beri benim ülkem büyük şair Nazım Hikmet’in dediği gibi “Bir kısrak başı gibi uzanıyor, Asya’dan Akdeniz’e”. Arkalarında ayakkabılarını bırakıp denize açılıyorlar. Bazen sadece şambrelleri vuruyor sahile, bazen köprüyü geçemeyen bir çocuğun cesedi. Benim ülkemin muktedirleri şimdi kendi iktidarlarını korumak için yapmaları gerekenlerle, halkım ise iktidarın yalanlarıyla geçirdikleri felçle baş etmekle çok meşgulken, o kıyıya vuran çocuk cesedini bir jandarma kucaklıyor. Adı Mehmet Çıplak. 39 yaşında. 6 yaşında bir oğlu var. “Allahım inşallah yaşıyordur” dedim diye anlatıyor o anı. Sonra bir çocuğun ölüsüne sarılmanın aklına kendi oğlunu getirdiğini, utanç duyduğunu. Aramızda, ülkenin içinde giderek büyüyen bu görünmez halkla en yakından yüz yüze gelenimiz o. Büyük kararlar alınırken, büyük savaşlar yapılırken biz küçük insanlara acının yüzüne yakından bakıp utanmak kalıyor. Ülkemin iyi insanları her gün yanı başlarında sayıları artan bu görünmez halkın insanlarına bakıp kendinden, yaşamaktan, tok olmaktan utanıyor."
Yazının devamı için tıklayın.
Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 21. Altın Koza Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen “Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması” ve “Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması”nın sonuçları açıklandı.
15 Eylül’de başlayan ve 21 Eylüle kadar devam edecek olan 21. Altın Koza Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın sonuçları açıklandı.
Akdeniz ülkelerinden kısa film yönetmenlerinin yoğun ilgi gösterdiği ve filmlerin kurmaca, belgesel, deneysel ve canlandırma dallarında değerlendirildiği yarışmada, kurmaca dalında en iyi film odülü, Fransa’dan Lionel Kaplan’ın “Lucie’nin Sorunu” (Trouble with Lucie) isimli filminin oldu. Film, yönetmen olmak isteyen bir aktristin gerçekle kurguyu buluşturan hikayesini anlatıyor.
Yarışmada Türkiye’den Turgay Kural’ın yönettiği “Cibik” (Reed) ise belgesel dalında en iyi film ödülüne layık görüldü. Film, zor koşullarda yaşayan sazlık işçilerinin çok düşük ücretlerle geçimlerini sağlama ve borçlarını bitirme mücadelelerini anlatıyor. Yazın kavurucu sıcağında bir okulun bahçesine, havadan su bombası düşer ve su savaşı başlar...
Deneysel dalında en iyi film seçilen eser ise, Yunanistan’dan Rinio Dragasaki’nin yönettiği “Okul Bahçesi” (Schoolyard)… 1983 yılının Arjantin’ininde kendisini hasta babasının bakımına adayan ve gün geçtikçe kendi içine daha çok kapanarak gerçeklikle yüzleşmeyi reddeden bir kadının hikayesini anlatan Fransız-Arjantin ortak yapımı, “Baba” (Father), yarışmanın en iyi canlandırma filmi seçildi. Filmin yönetmeni, Santiago Bou Grasso…
Juri Ozel Odulu ise, tatil için ciktiklari kara yolu üzerinde beklenmedik olaylarla karsilasan bir ailenin basina gelenlerin anlatildigi “Ailevi Heyecanlar” (Family Thrill)’in oldu. Bu filmin yönetmeni Dimitri Stratakis. Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması’nın jürisinde; Fas’tan Film yönetmeni Alaoui Lamharzi Azlarabe, Türkiye’den sinema yazarı Yeşim Tabak, Yunanistan’dan yönetmen Stavros Raptis, Türkiye’den oyuncu Güner Özkul görev aldi. Yarışmada her dört dalda iyi film seçilen eser, 10.000 TL’lik ödülün sahibi olacak, toplam 40.000 TL ödül dağıtılacak.
Festival kapsamında gerçekleştirilen ve ülke çapındaki iletişim ve güzel sanatlar fakültesine devam eden öğrencilerin katılabildiği Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda ise, kurmaca dalında en iyi film, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Mahmut Telci’nin yönettiği “Tatmin” oldu. Hayatındaki tatminsizlikleri görevini kötüye kullanarak kapatmaya çalışan komiser Cemil’in hikayesini anlatan film, Cemil’in arkadaşlarıyla, meslektaşlarıyla, üsleriyle, sıradan insanlarla ve kadınlarla arasındaki ilişkiyi gözetlerken toplumdaki erkeksi yapıyı irdeliyor.
En iyi belgesel seçilen film ise, yönetmenliğini Mehmet Emre Gül’ün yaptığı “Benden Önce”. Selçuk Üniversitesi yapımı olan film, zihinsel engelli 56 yaşındaki oğlunun, kendisinden önce ölmesini isteyen 76 yaşındaki İfakat’ın öyküsünü anlatıyor. Doğayla iletişim kurmaya çalışan genç, her seferinde bir engelle karşılaşırsa ne olur
? En iyi deneysel dalında ipi göğüsleyen yapım “O2 (Oksijen)” de bu sorunun cevabı aranıyor. Filmin yönetmeni Selçuk Üniversitesi’nden Naci Anıl Konya.
Canlandırma dalında en iyi film ödülü ise, Ethem Onur Bilgiç’in yönettiği Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yapımı “Salkım Söğüt” un oldu. Film, Nazım Hikmet’in ‘Salkımsöğüt’ filminin serbest canlandırma uyarlaması…
Yarışmada, belgesel dalında yarışan “Heykel A.Ş” ise, jüri özel ödülüne layık görüldü. Yönetmenliğini Tuna Tetik’in yaptığı film, Bahçeşehir Üniversitesi yapımı. Bu film, Kent yaşamı içinde her gün önlerinden yüzlerce kişinin geçtiği ‘alışılmışın dışında’ heykeller ve onlarla beraber yaşayanların samimi ve özgün yorumlarını içeriyor.
Yarışmanın jürisinde sinema yazarı Burcu Aykar, belgesel film yönetmeni Kemal Öner, oyuncu Cansel Elçin, yönetmen Yasin Uslu, canlandırma yönetmeni Özgül Gürbüz görev aldı.
Yarışacak filmlerin ön değerlendirmesi, sinema yazarı Senem Erdine, yönetmen Ahmet Sönmez ve belgesel yönetmeni Mehmet Güleryüz tarafından yapıldı.
Ulusal Öğrenci Filmleri kurmaca, belgesel, deneysel ve canlandırma dallarında en iyi film seçilen esere 7.500 TL ödül veriliyor, yarışma kapsamında toplamda 30.000 TL ödül dağıtılıyor.