Ünlü sanatçı Thomas Hirschorn'un politik sanat yapmak üzerine 2008 yılında kaleme aldığı metni, içinden geçtiğimiz şu günlerde sanatın siyasetle ilişkisi açısından değerli, yol gösterici olmakla birlikte tartışmaya açık.
“Hiç bir ‘gerçekliğin’ anlamı göründüğü ile sınırlı değildir; ilk anlamından farklı bir ikincil anlam daha taşır. Fotoğrafların asıl ortak yanı, objektifin gördüğünün dışında ve yapanın kendisinden başkasının tahayyül edemeyeceği o son kareyi sunmak üzere oluşturulmuş olmalarıdır. Ve, bu görüntülerin çekici olduğu kadar itici olma hali ve hakkı vardır.”
Pedro Almodovar, yeni filmi “Aklımı Oynatacağım! (I’m So Excited!)”da, yarını belirsiz arızalı bir uçakta sıkışıp kalan yolcuların sıra dışı hikayesini anlatıyor. Almodovar’ın blouinartinfo’da yer alan röportajını, Ece Dericioğlu’nun çevirisiyle yayınlıyoruz.
İçinde bulunduğumuz anların tam da yaşanırken arşivlenmesi, kriz zamanlarında algoritmik küratörlük, eleştirel kolektif zekâ ve bir düşünce aracı olarak teknolojik dil konularının tartışmaya açıldığı etkinliği yeni medya ve maduniyet alanında çalışan sosyolog ve sanat eleştirmeni Ebru Yetişkin değerlendirdi.
Dozer çoktan kendi rengine kavuştu, evet. Ama pembeyken şunu gösterdi: kültür sanat alanında da kamu adına hareket etmeye kalkışan mikro veya makro iktidarlar bir gün gelir sarsılabilir.
Rüçhan Şahinoğlu’nun resminde zaman, resmini yaptığı sokak ışıklarının gölgesine tutunur. Mekan ise o gölgenin sahibi ışıkların, adressiz boşluğuna yerleşir.