A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

müze

Osman Hamdi Bey’le ilgili rüşvet iddiaları

Aktüel Arkeoloji dergisi Eylül- Ekim sayısında ‘Osman Hamdi Bey neden istifa etti?’ başlıklı Yaşar Yılmaz imzalı yazıya göre Osman Hamdi Bey, müze görevi sırasında yabancılardan 'rüşvet' almış.

30 yıla yakın süre boyunca üstlendiği Müze-i Hümayun müdürlüğü görevi süresince, Osman Hamdi Bey’in usulsüz arkeolojik kazılar yapılması ve çıkarılan eserlerin Avrupa müzelerine taşınmasına göz yumduğunu, arşiv belgeleri eşliğinde, ortaya çıkaran Yılmaz’ın yazısına göre; arkeoloji alanındaki adımlarını kolaylaştırmak isteyen büyük güçler, eski eserler konusunda tek yetkili olan Osman Hamdi Bey’le ilişkilerini sıcak tutmaya çalışıyorlardı.

Osman Hamdi, Bağdat vilayeti sınırları içinden eser taşıyan Fransızlara yardımcı oluyor, Fransızlarsa Osman Hamdi Bey’in bu iyiliklerine teşekkür için onun Paris’te bir sergiye katılan ve bugün kayıp olan ‘Mezarda Türk Kadınları’ tablosunu 4000 franga satın alıyor, yetmiyor, bir de kendisine fahri doktora veriyorlardı.

"Assos eserlerini Amerikalılara verdi Osman Bey, Fransızlara bunca ayrıcalık tanırken, ABD’lilere ise Anadolu’dan eser taşımaları ve kazı izni almaları konusunda güçlük çıkarıyordu. Boston’dan iki arkeolog Assos’tan (Behramkale) kazdıkları eserleri götürmek istiyor ama eserler sandıklar içinde bir buçuk yıl bekletiliyordu. Hâl böyle olunca, ABD’liler de Fransızların yöntemini benimsediler. Osman Hamdi Bey’in Chicago sergisi için ABD’ye gitmiş ‘Cami Önünde’ adlı tablosunu 6000 franga satın almakla kalmadılar, kendisine Pennsylvania Üniversitesi’nin fahri doktora kararını da bildirdiler."

Yılmaz’ın iddiasına göre, ABD’lilerin bu girişimlerinden sonra, yalısındaki bir davetten ayrılmak üzere kendisiyle vedalaşan ABD’li arkeoloğa Osman Hamdi Bey, “Şu sandıkları ne zaman alacaksınız?” diye sormuş, aldığı “Majesteleri ne zaman emir buyurursa” yanıtı üzerine, “Verdim bile” diyerek Assos’taki eserlerimizin iznini ‘verivermişti’.

Yaşar Yılmaz’ın verdiği bir diğer örnek ise, kabartmalarını 15 santimetre kalınlığında ‘kesip’ Berlin’deki Pergamon Müzesi’nin duvarlarına yapıştırdığı Bergama Zeus Sunağı gibi daha pek çok önemli eseri gemilerle Almanya’ya taşıyan Carl Humann’ın Bergama kazılarına ve eser kaçırmasına göz yummuş olması.

Humann, Bergama kazı raporlarına, “Bunların hepsi Hamdi Bey’in müsaadesiyle gerçekleşti. Bu yüce davranışa karşılık bir hediye niteliğinde iki adet eksiksiz sayılabilecek Bergama’da bulunmuş Ammon ve Hermafrodit heykelleri kendilerine hediye edilmiştir” diye not düşmüş.

Aktüel Arkeoloji dergisindeki yazıda ayrıca; Bergama, Priene, Magnesia, Milet eserlerinin Osman Hamdi Bey’in uygulamakla sorumlu olduğu 1884 Asar-ı Atika Nizamnamesi’ne karşın götürülmüş, müze salonlarının bu eserlerle doldurulmuş olduğu, dahası Osman Hamdi Bey’in ofisine sadece birkaç yüz metre uzaktaki Ayasofya haziresinde bulunan II. Selim’in türbesinin çinisi ile Piyale Paşa Camii’nin çinilerinin Fransızlar tarafından soyulmasından bile habersiz oluşu yazıyor.

Özalp Birol’dan çağrı: “Osman Hamdi Bey’i harcamayalım”

Osman Hamdi Bey'in meşhur eseri Kaplumbağa ve Terbiyecisi'ne sahip müze Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi direktörü Özalp Birol, Osman Hamdi Bey'in rüşvet aldığıyla ilgili yolsuzluk haberlerini değerlendirdi. sanatatak'a özel olarak yaptığı açıklamada bu tür iddialarda bulunan ve bu iddiaları okuyanları sağduyuya davet ederek "Osman Hamdi Bey'i itibarsızlaştırmayalım" çağrısında bulundu:

"Yılmaz’ın ve Hitzel’in yazılarını okudum. Hitzel’in yazısı tonu itibarıyla makul ancak Yaşar Bey’in üslubunu oldukça sert buldum; bazı saptamalarında da sıkıntılar var. Örneğin, “her eser üretildiği coğrafyanın o coğrafyaya ait kültürün ürünüdür, üretildiği yerde anlam ifade eder, onun için geri alınmalıdır...” diyor.

Böyle dediğiniz an siz de tarafınıza gelecek talepleri dikkate almak ve envanterinizdeki eserlerin bir bölümünü geri vermek durumunda kalabilirsiniz... Beyefendi, kendisiyle yapılan başka söyleşilerde, mühendislik eğitimi almış bir amatör olduğunu söyleyecek kadar alçakgönüllü, diğer taraftan da Osman Hamdi Bey’in arkeoloji ve sağlıklı tarih bilinci olmadığını düşünecek kadar müşkülpesent...

Okuduğum kadarıyla, Almanların, Fransızların, Amerikalıların Osman Hamdi Bey’e hoş gözükmek ve kazılarla ilgili prosedürü kolaylaştırmak adına onun tablolarını satın aldıkları söylenir, böyle bir durum var olsa dahi Osman Hamdi Bey’in bugün bile yeterince koruyamadığımız kültür varlıklarımızın önemli bir bölümünün korunmasında ne kadar önemli bir rol oynadığını bu konularla ilgilenen herkes bilir. Bendeniz, söyleşide sorulan sorulara verilen cevapların -belki de konuya dikkat çekmek ve heyecan uyandırmak amacıyla- oldukça sert bir uslupla dile getirildiği düşüncesindeyim.

Osman Hamdi Bey, yaptıklarıyla ve yapıtlarıyla bu ülkenin kültür mirasının çok önemli bir parçasıdır. Kültür varlıklarımızı korunması hususuna dikkat çekmeye çalışırken Osman Hamdi Bey gibi bir değeri harcamayalım. Onu itibarsızlaştırmak bize bir şey kazandırmaz."

Ai Weiwei:”Bugün fotoğraf çekmek bakmaktır”

Şu günlerde Londra Royal Academy of Arts'da dev bir sergiye imza atan ve 1319 halktan destekçinin katkısıyla Çin'den gelen ağaç enstalasyonunu da kurumun bahçesine yerleştiren Ai Weiwei:

"Politik işadamı ya da politik hemşire diye bir tanımlama var mı? İki tip sanatçı mı var dünyada sadece? Bence politik sanatçı bir meslektaşları kaybolduğu zaman en azından nereye gittiğini sorandır. Bu politiktir, öyle değil mi? Ben kaybolduğumda sadece bir avuç sanatçı bana ne olduğunu merak etti."

Zero Sanatçılarını Yakından Tanıyalım: YVES KLEIN

1958’de boş bir galeri sergiledi. 1960’ta sahte bir gazete yayınladı. 1962’de varolmayan sanat eserlerinin sertifikalarını sattı. Bir yatırımcı değildi ama yerleştirme sanatının, kavramsal sanatın ve kurumsal eleştirinin bir habercisiydi. O mavinin yaratıcısı Yves Klein'ı Pepe Karmel'in Sanat ve Simya başlıklı Klein yazısıyla tanıyoruz.

Zero Sanatçılarını Yakından Tanıyalım: DANIEL SPOERRI

‘Aslında sorun alan kontrolüyle ilgili sanırım. Çünkü çocukluktan bu yana, hatta çocukluğum süresince sınırlarımı kaybettim. Hiç bir zaman bir alan kontrolüm olmadı. […] Romanyalı bir Yahudi, Ortodoks bir ülkede Protestan, aslında gerçekten öldüğü bilinmeyen, babası olmayan biriydim. Size yemin ederim, duvara yapıştırdığım ilk şey, hislerden ibaretti.’  Daniel Spoerri 

Zero Sanatçılarını Yakından Tanıyalım: PIERO MANZONI

Robert Schuster, Manzoni'yle ilgili "Kendi Bokunu Konservelemiş Birinden Çok Daha Fazlası" başlığını atacak ve şöyle devam edecekti: “Bugünlerde saygısızlık her yerde kolaylıkla bulunabilen öylesine ucuz bir hisse senedi ki sanatçının nanik yapan bir etkinliğinin, radikal olarak adlandırıldığı bir dönemi hayal etmek kolay olmayabilir. Bu yüzden, neredeyse 50 yıl önce kavramsal şamatayı başlatan, kışkırtıcı bir İtalyan olan yaramaz Piero Manzoni’nin Gagosian Galeri’deki retrospektifi, daha ciddi bir döneme yapılan nostaljik bir tur gibi olmaktan çok, ayağınızı yerden kesen eserlere bir övgü gibi hissediliyor.” Zero sergisi dolayısıyla Zero sanatçılarını ağırlarken aklımızdan çıkarmamamız gereken bakış açısı bu. 

2025-01-22 10:53:17