A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

korku

Abluka’nın yönetmeni Emin Alper: Düşman bu kez Tepenin Ardında değil

Son dönem Türkiye sinemasında ilk filmi Tepenin Ardında ile heyecan uyandıran ve dikkatleri üzerine çeken Emin Alper’in ikinci filmi Abluka vizyona çıktı. Abluka merakla beklenen filmlerden biriydi; galasını yaptığı Venedik Film Festivali’nde ana yarışma bölümünde Jüri Özel Ödülü’nü kazandı ve eleştirmenler filmden övgüyle bahsetti. Ülkemizde Adana Altın Koza Film Festivali’nde de en iyi film başta olmak üzere beş ödüle layık görüldü. Abluka; yoğun bir politik şiddet ortamında yıllar sonra bir araya gelen kardeşlerin, Ahmet ve hapisten şartlı tahliye edilen Kadir’in hikâyesine odaklanıyor. Paranoya ve komplo teorilerinin öne çıktığı film gerçekle hayal arasında ince bir çizgide ilerlediğinden filmi izlerken seyirciye çok iş düşüyor. Filmin başrollerinde Mehmet Özgür ve Berkay Ateş yer alıyor; onlara Tülin Özen, Müfit Kayacan ve Ozan Akbaba eşlik ediyor. Abluka'nın mimarı Emin Alper'e filmin anatomisini sorduk.

Tıpkı yağmurda gözyaşları gibi gelecek

“Bütün bu anlar zamanın içinde kaybolacak, yağmurda gözyaşları gibi” Latifa Echakhch’ın sergisinin ismi. Bu isim bir bilim kurgu filminin son sahnesinden alınmış, devamı ise: “Şimdi ölüm zamanı!” Bu sade ama sert sergi derin sularda gezinip şiirsel bir estetiğe bulaşarak Türkiye ve Ortadoğu’nun kaderini sorunsallaştırmış.

Siborg Manifestosu I

Feminist kuramcı Donna Haraway, 14. İstanbul Bienali küratörünün 'ondan çok etkilendim' referansı ve bienal kataloguna "benim için çizimler her zaman canlı gerçekliğin gücü ile biyolojik ve edebi ya da sanatsal olanın bir araya geldiği yerdir. Kendi bedenim de tam anlamıyla işte böyle bir çizimden ibarettir" sözlerini bienal kataloguna alıntılamasıyla yeniden ilgi alanımıza girdi. Haraway'in meşhur Siborg Manifestosu'nu tekrar okumak şart oldu. Ve elbette bazı bölümleri sizler için taze taze yeniden çevirmek...  Çevirmenlerimizden Billur C.Yılmazyiğit'e derin teşekkürlerimizle...

 

Beyaz Gotik!

Monophobia gözü kapalı bir kendinden eminliğin heykelleri… Vahşilikle, doğanın, anima’nın, beyazı dost edinmiş bir gotiğin öz güveni… İhtiyacımız olan bir cüret!

IŞİD karşıtı sanat eserine sansür tartışması

An be an bomba ihbarlarının geldiği şehrimizde yaşamaya çalışır ve kültür sanat olaylarını her şeye rağmen takip ederken geçtiğimiz Eylül’de Londra’da Mall galeride IŞİD ile ilgili iş yapan Mimsy mahlaslı sanatçının hikayesini ve bunu ünlü eleştirmen Jonathan Jones’un nasıl yorumladığını yayınlamayı uygun gördük. Derleyen ve çeviren: Özlem Akarsu

İçeriye Bakmanın Huzursuzluğu

Her bir ayrıntısı planlanmış mükemmel enkaz. Ne üretiliyor? Gerçekten bu devasa organizasyon, makine, “Alet Yapan İnsan”ın, Homo Faber’in hayranlık uyandırıcı gayreti ne üretiyor acaba? Bizzat üretmenin “kendisini” üretiyor olmasın.

2025-02-25 05:38:02