Sinemacı, eleştirmen, yazar, oyuncu ve ressam Giovanni Scognamillo, külliyatı sayesinde sinemanın kaç bucak olduğunu öğrendiğimiz maestromuzu, kültür hayatımızın eksantrik kişiliğini kaybettik.
Haydar Ergülen “Türk şiirinde iki hareket vardır: Biri, Garip Hareketi, ikincisi İkinci Yeni kalkışmasıdır. Bence, üçüncüsü Gezi Kalkışmasıdır" diyor ve ekliyor: "Gezi Direnişi bence Türk şiirinin son büyük kalkışmasıdır.”
Kadıköy Belediyesi’ne bağlı kültür merkezleri yeni sezona tiyatrodan sinemaya, konserlerden sergi ve söyleşilere birçok etkinlikle giriş yapıyor. Caddebostan, Kozyatağı, Barış Manço, Süreyya Operası ve Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nin ekim ayı programını sizler için derledik.
Frieze Tate Fonu yeni sponsoru WME IMG’nin hibe ettiği 150 bin paundu Frieze fuarındaki satın almalar için harcadı. Satın alınan eserlerden 6'sı Hüseyin Bahri Alptekin’e ait.
Civan Özkanoğlu’nun Nisan 2016’da SALT Galata’da art arda birkaç kez sunduğu Hepimiz Biliyoruz adlı performansını son derece dikkate değer buldum. Hepimiz Biliyoruz canlı anlatı harici birinin (yazar) ürettiği bir metni (aracı nesne) ezberlemiş, prova etmiş ve “sanki doğaçtanmış gibi” ileten alışıldık bir monologcu/meddah anlatısı değil!
Erdal Öz’ün anısını yaşatmak için ailesi ve Can Yayınları tarafından her yıl bir şair ya da yazara verilen edebiyat ödülünün bu yılki sahibi Orhan Koçak oldu.
Nedim Gürsel’i değerlendirirken onu dünya vatandaşı olarak ele almak daha doğu olur galiba. Türkiye sınırlarını aşan bir isim Gürsel. Ve türlü türlü engellere rağmen yılmadan, bıkıp usanmadan yaşamını edebiyatta vermiş bir yazar.
IX. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali dünyanın birçok yerinden gelen şairlerle, İstanbullu şiir severleri buluşturdu. O şairleri bir arada bulmuşken “Şiirinizin coğrafyası neresi” sorusuna yanıt aradık.
Ulus-devlet seçkinleri temsil edilen değil, temsil edilmeyen topluluklar üzerinden iş gördü. Yeni yönetici elitin ise bütün taraflar dışında kendisini temsil edemeyecek bir kitle bulması gerekiyordu. Milli kimlik henüz teşekkül etmemiş bir kimlik üzerine kuruldu. Ulus-devletin modern veçhesini, bir yer değiştirme ile tam da bu “hiçliğin temsili” diyebileceğimiz , imparatorluk içinde inşa edilmiş olan kimliklerden sıyrılma ve yeni bir halk inşa etme ihtiyacı mı oluşturdu?