"İnternette yayın yapan bir gazetenin tüm sanat dünyasına sorduğu soruları, yayınladığı makaleleri “ayağa düşen politik sanat” olarak değerlendirmek… Bu terakki kafasından çekeceğimiz çoktur."
“Fakat bu çalışmada esas varılmak istenen, kolektif sanatsal üretimin ve sanat ürününün politik bir angajman edinmesi sürecinin nasıl geliştiği, bu sürecin ne gibi dinamiklerinin olduğu ve arkasında bir yasallık bulunup bulunamayacağı gibi daha sınırlı sorulara yanıt aramaktır.”
"Geçtiğimiz yüzyıla kadar felsefe, sanat ve siyaset bir idealin, otoritenin tekelindeydi. Modern dünya böyle bir tekelleşmenin sonucu olarak ortaya çıktı ve dünyayı neredeyse yok etme sınırına getirdi."
Gezi Parkı’nda bir süre yer almış ya da alamamış bütün heykellerin hikâyeleri, aslında bize yakın bir siyasi tarihi anlatmakla kalmıyor. Bu tarihin içindeki kültür hayatını şekillendiren siyasi dengeleri ve gerilimleri ifşa ediyor.
Gezi parkında Taksim dolmuşlarına yakın mesafede bir zamanlar konuşlanan heykelin izini İstanbul heykelleri üzerine araştırma yapan Ferda Çağlayan sayesinde sürdük.
Madem toplumun bir kesiminde, daha spesifik olarak Gezi İsyancılarında “bir haysiyet zedelenmesi var “(benim tanımım değil, ben başka sözcükler seçerdim) denildi, bu zedenlenmenin ne denli tek taraflı olmadığı ve yakın bir gelecekte giderilme şansının bulunup bulunmadığı etrafında dönecek yazım.
Geçtiğimiz sezonlarda aralıksız olarak, farklı rollerde sahnede gördüğümüz Tolga Evren’le konuştuk… Seyircinin ve tiyatro insanlarının dikkatini hemen çeken etkileyici oyuncuyu, oynadığı karakterlerden sıyırıp kendi haliyle tanıştırmak istiyorum sizinle…
Mat Collishaw, izleyiciyi masumiyetin barbarlıkla, şefkatin şiddetle ve kutsallığın cinsellikle iç içe geçtiği tedirgin edici bir serüvene atılmaya zorluyor.