A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

gezi

Distopik filme ütopik karşılık: Cappadox

Serginin bu yılki adı, sanki tüm etkinliğin de sloganı gibi olmuş: 'Gelin Bahçemizi Ekelim'. Büyük karmaşayı, büyük kavgaları boş verip bir araya gelmeyi, bize ait olan, 'bizden' olan bir bahçenin üstünde buluşup kendi işimize ve böylece geleceğe bakmayı öğütleyen bir çağrı. 

1980’leri aralamak baştan yazmak

Hollanda'dan Van Abbe Müzesi, İstanbul’dan Salt, Madrid’den Reina Sofia müzesinin de katıldığı 1980’lere odaklanan Avrupa sergilerinin derdi pekala 'Avrupa projesini terk etme' olarak özetlenebilir. 'Öykü anlatıcılığının yerelleştirilmesi’ olarak da… 'Süreçlere odaklanmak' ve 'heterotopya aracılığıyla' 1980’lerin yazılmamış tarihlerinin neoliberalizme rağmen direnenlerin öyküsünü hem estetik hem de sosyal işaretler olarak çıkarmak da…

Üç Saatlik “Opera”

Ses araştırmasından ışık araştırmasına, yabancılaşma faktörü uygulayışında 'klasik' ve taviz vermeyen ama dediğim gibi minimalizm tercihiyle 'hikaye"yi aşan, aşıran, Tim Burton'dan, Daft Punk'a güncel bir "hoş olmayan"ı, 'sanat olan'ı sunmasıyla bulunmaz bir deneyim Üç Kuruşluk Opera. 

Ustasız usta Lütfi Akad için

İstanbul Modern, Türkiye sinemasının kurucu yönetmenlerine adadığı yeni bir sergi projesine imza atıyor. “Türkiye Sinemasında Ustalar” adlı proje 95 yıllık yaşamı ve filmografisiyle sinemamızın hikayesini yansıtan Lütfi Akad ile 18 Mayıs'ta başlıyor.

Cappadox bütün Kapadokya’ya taşıyor

Kapadokya’nın eşsiz coğrafyasında 19–22 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava programıyla Cappadox ruhu bölgeye yayılıyor. Kapadokya’da yaşayanlarla birlikte Pazar Alanı, sunulacak sokak yemekleri, sanattan müziğe, yemekten film etkinliklerine gün boyu süren atölye çalışmaları ve ücretsiz etkinlikleriyle Cappadox katılımcılarına yeni keşifler ve sürpriz deneyimler yaşatacak.

Bienalin yeni küratörleri: “bindiğin dalı kesmek çok eğlenceli olabilir”

15. İstanbul Bienali'nin küratör ikilisi bir sanatçı duo. Bunun manevi anlamı büyük. Elmgreen ve Dragset ikilisinin ise yapacakları kestirilemez ve kesinlikle şimdiden söylüyorum ilginç ve "etkin" olacaktır. İlk çıktıkları zamandan beri hevesle takip ettiğim ikilinin en büyük özelliği tam da bu söyleşide teyit ettikleri gibi izleyiciyle değil de sanat dünyası denen sistemle uğraşmaları bazen tiyatro bazen heykel bazen olmayan bir Prada dükkanı yapma özgürlüğüne, cesaretine ve neredeyse Beckettyen bir mizaha sahip olmalarında. Onları en iyi yine bir sanatçı ikilisi tanıtır diye düşündüm ve Ben Hunter ile Nicholas Shorvon'un onlarla yaptıkları söyleşiyi Özlem Akarsu her zamanki titizliğiyle çevirdi.

(Ayşegül Sönmez'in notu.)

2024-11-06 06:02:23