"(Kamusal Sanat Laboratuarı) Güncel sanatın kamusal alan üzerinden ürettiği laf kalabalığı düşünüldüğünde, bütün bu laf enflasyonunu dağıtan farklı bir enerjiydi." Ali Şimşek yazıyor.
Filistin’den insan manzaraları ya da kişisel tanıklık belgeselleri de buradaki ‘görsel politika’ hamlesinin büyük bir kısmını oluşturuyor. Büyük toplumsal ve politik yapının aciliyeti nedeniyle, şahsi unsurlardan ziyade ‘ortak mağduriyete’ dair işler üretiliyor. Ortada çözülmemiş ‘büyük’ bir kriz kapkara dururken, şahsi krizleri dile getirmek pek mümkün olamıyor herhalde.
Dinamo Mesken, futbol üzerine bir serginin sahip olabileceği tüm zaaflardan uzak futbolun serbest bir işaret olarak salınabileceği, bireyin hikayesini anlatabilme duyarlılığına ve cesaretine sahip kesinlikle yenilikçi bir sergi. Hüzünlü, katmanlı ve sakin. En mühimi yine altını çiziyorum, duyarlı... Hassas işte. Hassasiyet dolu.
Arslan Sükan, 27 Şubat'a kadar uzatılan solo sergisinde New York’ta Five Eleven galerisinde Kathy Battista küratörlüğünde dokunmatik telefonlara dokunan parmaklarımızın bilinç dışı bıraktıkları izlerin izini sürdü. Tarayıcıda taradığı görüntüler fiziksel ve dijital dünya arasındaki psişik olanı var ediyordu adeta… Sükan’la son solosunu, görünmeyenle alışverişini konuştuk…
"Müzeyyen o kadar ailemizden ki; başka bir akşam annem sofrayı hazırlarken onun dik, köşeli, bazen isyankar ama sımsıcak ve bizden, geçmişimizden, evimizin içinden olan sesini duyuyorum akşam haberleri öncesinde tek kanallı televizyonda."