A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

fotoğraflar

Shakespeareyen bir Krallık: 14. İstanbul Bienali

Her ne kadar dağınıklığı ya da yaygınlığıyla başlamadan önce bizi endişelere sevk etse de hiç de korktuğumuz gibi çıkmadı 14.İstanbul Bienali. Bienallerin her geçen gün arttığı, arttıkça büyüdükçe ve her seferinde bir Star tarafından küreyt edildikçe çoğalan endişelerimizi gözden geçirtircesine üstelik...

Önce Zero vardı, Sıfır Yani

Zero sergisi birbirinden avangard sanatçılarıyla İstanbul’da. Sergi pek çok ayağıyla büyük ilgiye değer. En başta pazar diye derdi olmayan sanatçının ne kadar özgür olabileceğini görmek adına… Sonra yakın sanat tarihi yazımlarının ne kadar hala yazılmamış olduğunu göstermek adına... Ve elbette savaş sonrası ruhların ne kadar yaralı ve yaşadıkları şimdiye tutunma hatta sarılma ihtiyacını ifşa etmek adına...

Zero Sanatçılarını Yakından Tanıyalım: DANIEL SPOERRI

‘Aslında sorun alan kontrolüyle ilgili sanırım. Çünkü çocukluktan bu yana, hatta çocukluğum süresince sınırlarımı kaybettim. Hiç bir zaman bir alan kontrolüm olmadı. […] Romanyalı bir Yahudi, Ortodoks bir ülkede Protestan, aslında gerçekten öldüğü bilinmeyen, babası olmayan biriydim. Size yemin ederim, duvara yapıştırdığım ilk şey, hislerden ibaretti.’  Daniel Spoerri 

Önce hep ekmek usta!

Yazar Oktay Akbal'ın ölümünün ardından Ali Şimşek yazdı: "Önce Ekmekler Bozuldu… Bu kadar güzel mi anlatılır…. Karne, yokluk ve de umut. Ekmek… Tam da kalbinden yakalamıştı savaşı… Hep aynı ekmeği düşleyenler öldürüyordu birbirlerini."

Ölü Bedeni Öptün mü?

Geçen birkaç yıl içinde, aralarında Rajkamal KahlonJenny Holzer ve Fernando Botero’nun da bulunduğu sanatçılar, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Terörle Mücadele’yle ilişkili olarak, işkence, gözaltı ve şiddete odaklanan önemli projeler yarattılar. Aralarından Kahlon, Amerikan gözaltı merkezlerinde yaşananlara duyduğu tepkiyi anlatıyor.

Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit

Kumun Kardeşleri

Suriye'de devam eden savaş halkını zorunlu göçle başbaşa bırakırken, bir yandan ülkenin tarihi de ait olduğu yerden koparılıp yasadışı yollarla satılıyor. Gazeteci Mike Giglio ve Munzer el-Awad, Türkiye sınırı boyunca tarihi eser kaçakçılarıyla buluşarak 'yeraltından' yürüyen bu 'tarihi trafiğin' izini sürdü. Konuştukları kaçakçılardan Muhammed durumu şöyle anlatıyor: "Çok fazla hayat ve tarih kayboldu. Suriye artık bambaşka bir ülke."

Çeviri: Özlem Akarsu

Türkiye, açık şehir!

Kartpostallardan yansıyan ‘Türkiye, açık şehir’ görüntüleriyle bir dönemin tanıklığına götürüyor Vahap Avşar bizi. Kıyafetinden gözlüğüne belli bir erkek tiplemesinin hâkim olduğu, kadının hemen hemen hiç gözükmediği, askerin mutlak egemenliğini kutsadığı, kim bilir kaç faili meçhulü ‘gezdiren’ beyaz Renault’lu yıllar. ‘70 ve ‘80’li yıllarda sokağın, gündelik hayatın dili doğanın mavi/yeşiline tezat bir karamsarlığı görselleştiriyor.

2024-11-25 21:24:03