15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında 20 Şubat Cumartesi günü Depo’nun ev sahipliğinde düzenlenen “Görüntünün Eylemi” başlıklı etkinlikte, farklı coğrafyalardan buluntu görüntülerin, belgesellerin ve videoların yer aldığı film gösterimlerinin ardından yapılan söyleşide katılımcılar, “Görüntü yalan söyler mi?” sorusunu video eylem pratiği, arşivleme ve imajların güncel kullanım alanları çerçevesinde ele aldılar.
Jo Broughton sanat okurken koleji bırakıp iki yılını porno setlerinde geçiren bir fotoğrafçı. Karelerinde göz alıcı porno sahnelerinden geride kalanları gün ışığına çıkarıyor.
Hollywood'un asi çocuğu Quentin Tarantino dijital devrime kurban giden selüloid filmi tüccar George Lucas ve üç boyut fanboy'u David Cameron'ın elinden kurtarmaya geliyor. Bugüne değin sadece 10 filmde kullanılan Ultra Panavision 70 ile çekilen The Hateful Eight'in değirmenlerle savaşını sanatatak.com yazarı Defne Kırmızı yazdı.
Macbeth gibi bir metnin, The Snowtown Murders'ın yönetmeni Justin Kurzel tarafından çekileceğini, Michael Fassbender ve Marion Cotillard'ın da başrollerde olacağını okuyan herhangi bir prodüktör ya da sinema sever, filmin oldukça başarılı olacağını öngörür. Fakat bir şekilde Kurzel bu beklentileri karşılayamıyor.
Yüzüklerin Efendisi film serisinin yönetmeni Peter Jackson, Aydın'da görevli aile hekimi Dr. Bilgin Çiftçi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile serinin unutulmaz karakterlerinden Gollum'u karşılaştırdığı bir Facebook paylaşımı için "cumhurbaşkanına hakaret etme" suçu ile yargılanmasının ardından bir açıklama yaptı.
“Bütün bu anlar zamanın içinde kaybolacak, yağmurda gözyaşları gibi” Latifa Echakhch’ın sergisinin ismi. Bu isim bir bilim kurgu filminin son sahnesinden alınmış, devamı ise: “Şimdi ölüm zamanı!” Bu sade ama sert sergi derin sularda gezinip şiirsel bir estetiğe bulaşarak Türkiye ve Ortadoğu’nun kaderini sorunsallaştırmış.
J.J Abrahams'ın Star Trek'teki başarısından sonra Star Wars'tan da beklentimiz oldukça yüksekti. İlk iki teaser yayınlandığında da bu inancımız devam etti fakat bugün yayınlanan trailer benim hevesimi kursağımda bıraktı.
Marslı’nın bir ‘uzay filmi’ olmasını bir kenara bırakıp onu sadece bir ‘hayatta kalma filmi’ olarak okumaya çalıştığımızda da maalesef filmin karakter çalışmasındaki eksiklik daha da belirginleşiyor.
‘Aslında sorun alan kontrolüyle ilgili sanırım. Çünkü çocukluktan bu yana, hatta çocukluğum süresince sınırlarımı kaybettim. Hiç bir zaman bir alan kontrolüm olmadı. […] Romanyalı bir Yahudi, Ortodoks bir ülkede Protestan, aslında gerçekten öldüğü bilinmeyen, babası olmayan biriydim. Size yemin ederim, duvara yapıştırdığım ilk şey, hislerden ibaretti.’ Daniel Spoerri