A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

doğa

“Gollum hakaret mi?” tartışmasına Peter Jackson da katıldı

Yüzüklerin Efendisi film serisinin yönetmeni Peter Jackson, Aydın'da görevli aile hekimi Dr. Bilgin Çiftçi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile serinin unutulmaz karakterlerinden Gollum'u karşılaştırdığı bir Facebook paylaşımı için "cumhurbaşkanına hakaret etme" suçu ile yargılanmasının ardından bir açıklama yaptı.

“Tasarım sürekli eşitsizlikler yaratır”

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Tasarım Bienali’nin üçüncüsü 22 Ekim- 4 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin başlığı ve teması, küratörler Beatriz Colomina ve Mark Wigley tarafından 1 Aralık 2015 tarihinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi’nde yapılan medya toplantısıyla açıklandı. Beton ve Doğa yazarımız Özlem Yalın sanatatak adına basın toplantısını izledi ve yazdı.

“Küresel terörizm bir aşırılıktır”

Jürgen Habermas, 11 Eylül saldırılarından hemen sonra verdiği söyleşisinde bugün yaşadıklarımızı öngörmüş müydü? Ünlü düşünürün köktendincilik ve terör üzerine söyledikleri bugün dünyanın maruz kaldığı sıcak terör olaylarını değerlendirmemize katkıda bulunacak hiç şüphesiz... Özlem Akarsu'nun titiz çevirisiyle...

Adnan Yıldız’dan Bedri Baykam’a: “Bu, Halil Altındere’ye haksızlık”

 

Küratör Adnan Yıldız, Kullanma Kılavuzu üzerine Bedri Baykam'ın yazısıyla başlayan tartışmaya ilişkin sanatatak.com'a özel olarak yaptığı açıklamada Bedri Baykam'ın bazı sorularını yerinde bulsa da Baykam'ın objektif bulduğu Hasan Bülent Kahraman tarihini eleştirdi:

 

"Bedri Baykam'ın bazı soruları yerinde ama..."

 

“User’s Manual” tartışmasını Türkiye’de bir zamanlar bienalin nasıl algılandığını hatırlarsak, kim var-kim yok kısırlığından çıkarmak lazım. Elbette Bedri Baykam’ın bazı soruları yerinde, mesela -nerede Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar ama bu soruyu Arter’deki İstanbul ve içme suyu projelerini hatırlatarak çalışkan küratör CCB’ye ya da genel anlamda galeri, kurum ve küratörlere sormak hatta sanatçıların kendisine sormak daha anlamlı olur. Diğer yandan, sanat pratiğini editör ve küratörlükle beraber yürüten Halil Altındere’nin bir görünürlük motivasyonu ya da üstünlük mücadelesi üzerinden ilerlediğini söylemek ona da haksızlık.

Ama bütün bu araştırma ve üretime sadece, -Süreyya Evren’ın sığ bir okumaya hapsettiği- siyasi iklim üzerinden bir etki-tepki önermesi olarak bakamayız, zira dünya değişiyor. Artık doğayı taklit eden bir modern sanatın ötesinde, sanatın propaganda ya da eleştiri üzerinden illüstrasyonlaştığı okumaları geçtik. Kültürel referans ve birikim üzerinden, çoğullar ve modernler üzerinden kurulan bir tarihler toplamının imkansızlığını konuşalım.

Özneden, hayalgücünden ve ilhamdan bahsedelim. İnternette dolaşan tarihten ne haber?

Ulusalcı Baykam bütün siyasi defosuna rağmen Kahraman’ı objektif buluyor. Aynı Kahraman beni o kitapta çok güldürmüştü.

Ahmet Öğüt’ü Seksenler'den çıkarttı, yok kendi küratörlüğünden 3. tekil şahıs şizofrenisiyle, Beral Madra ve Vasıf Kortun ile beraber ‘çekirdek kadrodan’ diye bahsetmişti. Yok, bu da fazla.

Thomas Hirschhorn işi gibi bunlar. Too too Much Much.

Tarih yazmak, başlı başına bir görsel okumalar ve görsel düşünmeler sorunu.

Gelin şehrin haritasına bakalım. Masada programları yürütenlerin kim olduğunu görelim. Uluslararası düzeyde tek araştırma ve prodüksiyon yapan Salt’ta Vasıf Kortun’un modernizm, sosyoloji ve mimari araştırma kanalları dışında uzun vadeli bir proje var mı? Arter’se işleri kutularından çıkarıp asmaktan öte bir üretim imkanı, üzerinden milyonlarca insan geçen bir lokasyonda olduğunu anlamaya çalışan katılımcı bir projeye yer verdi mi?

Aksanat’ta gördüklerimiz konusunda çok acımasız olacağım. Ne fotokopiden Marcel Broodthaers ne de üç boyutsuz, ikinci el ve fotoroman seviyesinde metinlerle döşeli bir Louise Bourgeois. Mezar kazıcılığı. Istanbul Modern’inse sorunu aşılamayan türden bir muhafazakarlığa övgü. Cennet Cehennem, Kayıp Dünya...

Masada birbiriyle konuşanlar bunlar olunca ne tarihten bahsetmek gerek ne de listelerden. Bence şehrin sanat haritasından ve bu haritadaki noktalardaki programları yürütenlerden bahsetmek gerek. Takvimlemek demenin programlamak demek olmadığı gibi, sunmak da sergilemek ve sergi yapmak değildir."

Tartışmayla ilgili diğer yazılar için:

Ali Şimşek yazdı:

http://sanatatak.com/view/Versiyon-Iki-Sanat-Tarihi-ve-Sol-Liberalizm/2056

Bedri Baykam yazdı:

http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-kafasina-gore-yazmak/2051

Esra Aliçavuşoğlu yazdı:

http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-sadece-sanat-tarihciler-yazmaz/2059

Belgeselleri ile savaşın acısını yüze vurdu

Boğaziçi Üniversitesi’nin uluslararası misafir programı Boğaziçi Chronicles kapsamında İstanbul’a gelen Lübnanlı gazeteci ve yönetmen Jocelyne Saab, Beyrut’un 15 yıl boyunca yaşadığı iç savaşı, çocuk, kadın, göç ve yıkılan kent görüntüleriyle yaptığı belgesellerle gün ışığına çıkarttı. 

2024-11-29 04:34:13