A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

caz

‘Sürgün Çiçekleri’ doğduğu topraklarda

Yirminci yüzyılın önemli sürrealist sanatçılarından Mario Prassinos’un tablo, gravür, oto portrelerinden oluşan “Bir Sanatçının İzinde” adlı sergisi Pera’da görücüye çıktı. Enis Batur’un “sürgün çiçekleri” olarak nitelediği eserler 100 yıl sonra Prassinos’un doğduğu topraklarda yeniden çiçek açıyor. 

Sıradan faşizme tipik bir örnek “Merhametliler” oyunu

...Yönetmen Guy Cassiers de yaşadığı çağa tanıklık etmekten kaçınmayan, duyarlı ve anti-faşist bir sanatçı… O “Ben politikacı değilim, ama onlara savaşın anlamsızlığını ve dehşetini sahnede fotoğraflarla gösterebilirim’’ diyor. Savaşı, soykırımı, kötülüğün sıradanlığını anlatan oyunlara karşı ilgisiz kalamıyor...

Irk, sanat ve özcülük

“O halde siyah renkli bir deriye sahip olan bir adamın bu ülkede nasıl bir deneyimi oldu, bundan sonra nasıl bir deneyimi olabilir? Bir zenci nasıl tarih yazabilir, sert ya da yumuşak, politik ya da özel, açık ya da örtülü bir başkaldırı tahriğine kapılmadan düşünebilir ya da nefes alabilir mi?” 

Nergizcil bir prense beklenmedik bir veda

...Bugünün gençleri Prince’in ölümünden sonra sosyal medyada biz biraz daha yaşlıların hüznüne anlam veremeyip dalga geçme fırsatı buldular, Bowie’yle kıyaslanmasına anlam veremediler. Halbuki kendisine özgü kuralları, tavırları, kalıpların ötesindeki yaklaşımlarıyla bireyin renklenmesini, sanata ve kendi kişiliğine özgürce yaklaşmasına, elbette daha nergizcil ama dehası artmış olarak hissetmesine katkıda bulunan ikonlardan biriydi Prince...

‘Başka Türlü Bir’ albüm: ‘Artiz Kahvesi’

Geçtiğimiz haftalarda Ülkü Aybala Sunat'ın besteci ve gitarist Eylül Biçer prodüktörlüğünde yaptığı 'Artiz Kahvesi' isimli albümü Kabak & Lin Records tarafından dijital platformlarda yayınlandı. Derinlerde bir yerlere ustalıkla temas eden albümdeki şarkılar hakkında Eylül Biçer ve Ülkü Aybala Sunat'la söyleştik.

Bienalin yeni küratörleri: “bindiğin dalı kesmek çok eğlenceli olabilir”

15. İstanbul Bienali'nin küratör ikilisi bir sanatçı duo. Bunun manevi anlamı büyük. Elmgreen ve Dragset ikilisinin ise yapacakları kestirilemez ve kesinlikle şimdiden söylüyorum ilginç ve "etkin" olacaktır. İlk çıktıkları zamandan beri hevesle takip ettiğim ikilinin en büyük özelliği tam da bu söyleşide teyit ettikleri gibi izleyiciyle değil de sanat dünyası denen sistemle uğraşmaları bazen tiyatro bazen heykel bazen olmayan bir Prada dükkanı yapma özgürlüğüne, cesaretine ve neredeyse Beckettyen bir mizaha sahip olmalarında. Onları en iyi yine bir sanatçı ikilisi tanıtır diye düşündüm ve Ben Hunter ile Nicholas Shorvon'un onlarla yaptıkları söyleşiyi Özlem Akarsu her zamanki titizliğiyle çevirdi.

(Ayşegül Sönmez'in notu.)

2025-04-20 04:44:08