Khaled Jarrar, Cenevre’de bir galeride gerçekleştirdiği özel performansta boya varillerine 21 el ateş eder de İsviçreli yetkililer seslerini çıkarmaz mı? Çıkarır.
1935 doğumlu Teresa Burga hiç şüphesiz bu yıl Basel fuarının bir başka hakkı teslim edilen kadın sanatçılarından olmalı. Geçtiğimiz sene Lynda Benglis’in muhteşem dönüşüne tanık olmuştuk. Bu yıl da Berlinli galeri Barbara Thumm’daki Perulu sanatçı Burga’nın 1960’lardan işlerinden oluşan solosunu görme şansını elde edeceğiz. Burga’yla Basel öncesi Berlin’de açtığı solosunda buluştuk. Sohbet ettik…
75 protestocu BP'yle Tate Modern müzesinin sponsorluk anlaşmasının iptali için müzeyi 24 saatten fazla işgal edince 2011 tarihinde Naomi Klein'ın da içinde bulunduğu bir sanatçı ve felsefecilerden oluşan grubun müzeye yazdığı ve BP'yle ilişkisini sorguladığı mektup döneminde Ayşegül Sönmez'in Brian Holmes ile yaptığı söyleşiyi yayınlamak gerekti.
"Devlet, bireylerin özelde ölmelerine ya da ölülerin mezarlarında huzurla dinlenmelerine daha fazla izin veremez. Ölümün sınırları devlet tarafından aşılmalıdır. Biyogüç bütünsel bir hal almalıdır."
Boris Groys’un, 56. Venedik Bienali dergisinde Rus kozmikçileri ele aldığı yazısını Hale Eryılmaz’ın çevirisi ile sunuyoruz.
Radikal Rus grup AES+F ile 2007 tarihinde İstanbul'da söyleşi yapma fırsatını bulmuştum. Grubun en büyük özelliği cesur ve dijital dünyadan çok beslenen hiper gerçekçi ifadesinin kifayetsiz kalacağı melez bir dil üretmesiydi. Venedik bienaline paralel projeleri Inverso Mundus'da yine dev ekranlarda etkileyici görselliğe sahip filmleriyle bu dili konuşmayı üretmeyi sürdürüyorlar. Her zamankinden daha görkemli ve bu kez dev sanat tarihinin içinden konuşuyorlar sanki...
Mitlerin izini sürerek Mardin’de Bienal izlemenin keyfi başka. Şamanları, şahmeran efsanesi, sayısız söylencesi, tarihî yapıları, efsunlu hâliyle Mezopotamya’nın bu en eski şehirlerinden birinde düzenlenen Bienalde, şehrin kendisi başlı başına bir yapıt. İşler şehri yakalamaya çalışıyor adeta!
Kanye West Chicago Güzel Sanatlar Akademisi’nden onursal doktorasını aldı. Akademide soru cevap oturumu olarak başlayıp, harika bir biçimde konudan konuya atlayan ve serbest bağlantılar kuran bir konferansa evrilen bir konuşma yaptı. Dr. West konuşma boyunca müzikle uyuşturucu maddeleri karşılaştırdı, (en yeni “takıntısı” olan) moda tasarımında bizzat yaşadığı süreçleri tartıştı, birçok isimle ilişkisini kesti ve sineztezi hastası olması ve Matthew Barney’in en sevdiği sanatçı olması gibi kendisi hakkındaki pek çok şeyi ortaya koydu. Tutarlı ve sağlam temellere dayalı konuşmayı hem de abartılı algılanmayı başardı. Sanatçı olmanın ne anlama geldiği hakkında hem bilgece hem de saçma sapan konuştu. Amacımız aslında bu karmaşık güzel adama online teşekkür etmek ama işte en sevdiğimiz anların bazıları.
Venedik Bienali’nin kalbinde sanki Ashes oturuyor. O bir Robert Mapplethorpe portresi gibi. Her geçen gün sular altına gömülen Venedik’te bienalin tam ortasında büyük bir fabrikayı andıran dev serginin en duyarlı hikayesinin kahramanı o.