A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

basın

Tasarımda En İyiler 2014

2011 ve 2102'de Turkishtime dergisi beni en yaratıcı 50 kişisi listesine alıncaya kadar bilmiyordum bu listelerin varlığını ve önemini. Anladım ki listeler bazı şeyleri hap gibi hızlı alıp yutmak için birebir .Yine de benden tasarım dünyasının 2014 listesi istendiğinde yıl sonu liste furyasına katılmak istemedim. Bazı şeylerin yılın sonunda güme gittiğini düşünüyorum. Yılın ilk günlerinde ise “aynı” şeyler daha taze geliyor insana. Yeni yılın başı itibarıyle 2014 tasarım dünyasından da bir doz liste işte...

Gerçeklik Başka Yerde

Girerken bizi uyaran “Gerçeklik Başka Yerde” yazısı çıkarken yine kendisini hatırlatıyor. Altındere içeride sergilediği eserlerinde gösteremediği gerçekliğin dışarıda olduğunu söylüyor.

“Resmim pazarlık konusu değildir”

Dyo Resim yarışmasında sergilenmeye değer görülen eseri, Cemal Reşit Rey'deki yarışma sergisinden çıkarılan sanatçı Metin Çelik, resminin Dyo resim yarışmasının İstanbul'dan sonraki Eskişehir sergisinde yer alacağına ilişkin iddialarla ilgili sanatatak.com'a şu açıklamayı yaptı:

"Son günlerde sosyal medyada büyük yankı bulan sansür hadisesi “Çilek Seven Kadın” adlı resmime uygulanmıştır. Resme ve sanatçısına yapılan bu yasaklar asla kabul edilemez. Dyo yetkilileriyle içine girdiğim bu sansür tartışması, onlar tarafından pazarlık konusu haline getirilip “farklı şehirlerde (Eskişehir, İzmir, Ankara) sergileme” teklifine dönüştü.

O yüzden önümüzdeki günlerde Eskişehir'de gerçekleşecek sergi teklifi doğrudur.

Fakat oluşan kamuoyu desteği ve olayın bir anda basında yer almasından çekinilerek önüme sunulan bu teklifi riyakarca yapılmış bir ört bas olarak görüyorum.

Yaşadıklarım asla pazarlık konusu değildir.

O yüzden resmimi DYO’nun organize edeceği bütün sergilerden çekiyorum.

Bu tavrım yapılan sansüre net bir tepkidir. Tüm bu süreçte yanımda olan herkese ve yaptıkları resimlerle bana destek veren bütün sanatçı arkadaşlara özellikle teşekkür ederim."

1964 sürgünleri

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 31 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında santralistanbul Kampüsü’nde düzenlenen “1964 Sürgünleri: Türkiye Toplumunun Tek Tipleştirilmesinde Son Dönemeç” adlı konferansta, İstanbullu Rumların 20. yüzyılda maruz kaldıkları en büyük kitlesel göçe neden olan 1964 kararı ve sonuçları değerlendirildi.

Konferans, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı İlay Romain Örs’ün açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında 1964 sürgünlerinin yakın tarihin çok az bilinen bir sayfası olduğunun altını çizen Örs, yarım yüzyıl önce İstanbul Rum topluluğu kadar tüm Yunanistan ve Türkiye toplumlarını derinden yaralayan bu büyük travmayı anmak, anlamak, anlatmak amacıyla bu konferansın düzenlendiğini belirtti.

Örs, “Yakın tarihimizin bu sarsıcı dönemi, ilk kez bu kadar kapsamlı bir konferansta konunun uzmanlarıyla genç araştırmacılar tarafından ele alınıyor. Bu anlamda, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin sunduğu akademik özgürlük ortamında bir araya gelmiş olmak son derece büyük bir önem taşıyor” şeklinde konuştu.

Küçük Asya Çalışmaları Merkezi’nden Stavros Anestidis, Vakıflar Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Lakis Vingas, akademi düyasından Iraklis Millas, Cengiz Aktar, Baskın Oran, Ayhan Aktar, Samim Akgönül gibi önemli isimlerin konuk olduğu konferansta, Yunanistan uyruklu İstanbullu Rumların 1964’teki göçüyle sonuçlanan süreç; kararın alınma koşulları ve karar sonrasında yaşananlar, sürgünü yaşayanların tanıklıklarıyla birlikte ele alındı.

1964 sürgününe dair kritik başlıkları değerlendiren Baskın Oran, tehcir kararının Kıbrıs sorunuyla ilgisine yönelik incelemesini paylaştı. Oran, “1920’lerden o döneme kadar gayrimüslimlerin yaşamlarının birçok farklı açıdan zorlaştığını görüyoruz. Hem toplumsal hem de hukuki olarak süregelen bu etmenler ve 1964 sonrasında da devam eden çeşitli olaylar sebebiyle, bu tehcir kararının sadece Kıbrıs sorununa bağlanması yanlış olur” şeklinde konuştu.

Niyazi Kızılyürek konferansta yaptığı konuşmada göçte Kıbrıs sorununun rolünü tartıştı. Alper Kaliber dış politikaya ulusal kimlik perspektifinden bakarak Kıbrıs meselesiyle sürgünü değerlendirdi.

Rita Ender’in “Azınlık Hukuku Bağlamında Sürgünler” başlıklı konuşma yaptığı konferansta Ceren Sözeri meselenin 1964’te basında nasıl yer aldığını sunumunda aktardı.

Sürgünü yaşayan Rumların Yunanistan’da karşılaştığı sorunları ise Maria Kazantzidou ve Eleni Ioannidou “Selanik'te İstanbul Rum Sürgünler”; Emre Metin Bilginer ise “Sürgündeki Rumların Yunanistan'daki Entegrasyon Süreci” başlıklı sunumlarıyla aktardı.

1964 yılında alınan bir kararla on binlerce İstanbullu Rum’un göç etmek zorunda kalmalarının 50. yılında, İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından Küçük Asya Çalışmaları Merkezi, Babil Derneği ve İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu katkılarıyla ve Açık Toplum Vakfı’nın maddi destekleriyle düzenlenen konferans, “20 Dolar 20 Kilo” adlı serginin açılışıyla sona erdi. Göç edenlerin anı ve tanıklıklarının yer aldığı “20 Dolar 20 Kilo” İstanbul Bilgi Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi’nde 30 Kasım’a kadar görülebilecek.

http://www.facebook.com/istanbulbilgiuniversitesi http://twitter.com/bilgiofficial

 

Kinski, Malatya’da

Tess ve Paris Teksas filmlerinin unutulmaz oyuncusu Nastassja Kinski, Malatya film festivali onur konuğu olarak Malatyalılarla buluştu. 12 yaşında sinema kariyerine başlayan ve 70’in üzerinde filme imza atan ünlü yıldız, düzenlenen basın toplantısına Türk sinemasının 100. Yılını kutlayarak başladı. Türk sinemasını çok iyi tanımadığını belirten Kinski, Kelebeğin Rüyası’nı izlediğini ve etkilendiğini söyledi. Teklif gelmesi halinde Türk bir yönetmenle de çalışabileceğini ifade eden ünlü oyuncu 80’li yıllardan sonra kariyerindeki düşüş ile ilgili “Hayat asla aynı şartlarda devam etmiyor” dedi. İşini hala çok sevdiğini de söyleyen Kinski, önümüzdeki dönemde birinde yönetmen, diğerinde oyuncu olarak iki projesi olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye’yeyle ilgili çok bir şey bilmediğini ifade eden Nastassja Kinski, İstanbul’a her geldiğinde camilerin kendini büyülediğini dile getirdi ve Malatya’nın da tarihi camilerini görmeyi çok arzu ettiğini söyledi. Nastassja Kinski, 27 Kasım akşamı Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan Festival kapanış ve ödül töreninde onur ödülünü aldıktan sonra Malatya’ya veda edecek.
2024-11-06 19:31:38