Umutlu olmak zor. Fakat belki de Zero sanatçılarının taşıdığı umudu sürdürmek en iyisidir. Zero sergisi Sakıp Sabancı Müzesi'nde gidin ve görün. Ama 'Zero' hakkında her şeyi öğrenmeden gitmeyin!
14. İstanbul Bienali üzerine kritikler birbiri ardına çıkmaya devam ediyor... Biz de takdir ettiklerimizi çevirmeye devam ediyoruz. İşte Ana Teixeira Pinto'nun, Berlin’de yaşamakta olan Lizbonlu yazarın bienal yazısı.
Hale Tenger, “Nerden Geldik Buraya” sergisi dâhilinde Salt Galata’da oluşturduğu evde ‘kalıcı’ geçmişin, anıların kapısını aralıyor. ‘80’li yılların ağırlığını tam da Cizre’de ölülerin buzlara sarıldığı, ürkütücü bir milliyetçiliğin sesinin kornalar, ırkçı saldırılarla arttığı günlerde konuşuyoruz.
28 Kasım'a dek Dünyadan Büyük sergisiyle Akbank Sanat'ta olacak Louise Bourgeois şöyle diyor: Sürrealizm benim için lanet bir şey. Çünkü sürrealistler her şeyle dalga geçtiler. Bense hayatı bir trajedi olarak düşünüyorum. Çeviri: Hale Eryılmaz
Yemek kitabı alanlar bunu sadece yemek tariflerine ulaşmak amacıyla yapmıyor. Renkleri, şekilleri, içerikleri , varoluş sebepleri değişse de yemek kitapları hep olacak.
Yazın sona ermesiyle yeni sinema sezonu başlıyor. Burak Kaplan, sonbaharın gelişini müjdeleyen, sinema salonlarını tıklım tıklım doldurması beklenen ve bir o kadar da Oscar yarışında adlarını sıkça duyacağımız filmleri derledi.
Galeri x-ist bircok defa kendini beyaz küplüğünden arındırmaya çalışsa da başarması zordu. Kimi zaman bir tiyatro sahnesini andırıyor kimi zaman bu kez içine ne aldıysa örneğin graffiti onu hijyenleştiriyordu.
14. Bienal, Vasıf Kortun ile kaybettiği "kayıp kıta"yla tekrar barışmak istiyor sanki. Pentür, kavrama sığamayacak konvansiyonel işler, füzen ve de çizgi tekrar buyur edilmiş mekana.