Pizzaya Karşı Pide
Lezzet evrensel midir yoksa yerel kalmaya mahkum mu? Hangi lezzet'imiz sahaya çıkma şansını yakaladı? 2016'a kimin yolu açık olsun? Lezzet kaşifi Engin Akın yazıyor....
için arama sonuçları
Lezzet evrensel midir yoksa yerel kalmaya mahkum mu? Hangi lezzet'imiz sahaya çıkma şansını yakaladı? 2016'a kimin yolu açık olsun? Lezzet kaşifi Engin Akın yazıyor....
Cappadox, bu yıl 19 - 22 Mayıs 2016 tarihleri arasında müzik, çağdaş sanat, gastronomi, açık hava etkinliklerini “Gelin bahçemizi ekelim” teması altında topluyor. Pozitif tarafından hayata geçirilen ve geçtiğimiz yıl katılımcılarını Kapadokya’nın özel doğasında keşfe davet eden Cappadox, bu yıl tohumların ekildiği ortak bir mirasın izini sürmeye hazırlanıyor.
“Costa Mea” ismi Latince’den geliyor, anlamı ise “benim kaburgam”. Havva’nın Adem’in kaburgasından yaradılışı mitine gönderme yaptığı çok açık. Bunun ötesinde kelimenin geldiği dile, Latince’ye bakmak konuyu ilginç yerlere götürebilir.
Akbank Sanat, Ocak ayında dünyaca ünlü gitar ustalarını ve genç yeteneklerini ağırlıyor. Perdesiz gitarın usta isimlerinden Cenk Erdoğan ve Avrupa`nın en tutkulu caz davulcuları arasında yer alan Mehmet İkiz’in 7 Ocak 2016, Perşembe günü gerçekleştireceği konser ile başlayacak olan Akbank Sanat Gitar Günleri; Türkiye hayranı olan ve klasik gitara yeni bir soluk katan dünyaca ünlü İtalyan asılı besteci ve yorumcu Carlo Domeniconi’nin 12 Ocak 2016, Salı günü vereceği konser ile devam edecek. Etkinlik kapsamında; Güney Amerikalı gitarist Quique Sinesi, 14 Ocak 2016, Perşembe günü; dünyaca ünlü Macar gitarist ve besteci Ferenc Snetberger, 20 Ocak 2016, Çarşambagünü; müziğinin yanı sıra etkileyici sahne performansı ile izleyenleri adeta büyüleyen ünlü gitarist ve besteci Marek Pasieczny, 28 Ocak 2016, Perşembe günü müzik tutkunlarıyla buluşacak. Akbank Sanat Gitar Günleri, Fransız besteci ve gitarist Jean-Baptiste Hardy’nin 30 Ocak 2016, Cumartesi günü gerçekleştireceği konser ile sona erecek.
Resim, fotoğraf, video, heykel, seramik, yerleştirme ve yeni medya gibi çağdaş sanatın tüm ifade biçimlerine yer veren yarışma, bu yıl “Geçmiş Gelecek” temasında gerçekleştirilecek.
Brezilyalı fotoğraf sanatçısı Sebastiâo Salgado’nun “İşçiler” adlı ikonik sergisi, çeşitli metropolleri dolaştıktan sonra İzmir’e de geldi. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki işçilerin çıplak gerçeğini ortaya koyan sergi, modern dünyanın vicdanını sarsan uzun yolculuğunu sabırla sürdürüyor.
Her yıl onlarca yeni kitap yayınlanıyor. 2015’te de raflar yeni romanlarla, öykülerle doldu taştı. Onca kitap arasında ne okuyacağınıza karar veremiyorsanız bir de farklı jürilerin seçtiği, ödüle layık görülen eserlere göz atın!
Altın Portakal'lar sahiplerini bulmaya başladı. Antalya Film Festivali'nde En İyi İlk Film; Çırak 52. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde sona yaklaşıldı. Festivalde ödüllerin bir bölümü Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende sahiplerini buldu. Geceden 3 dalda ödülle ayrılan film, Takım: Mahalle Aşkına oldu. //////// 52. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde ödüller sahiplerini bulmaya başladı. Festivalin bu yılki yeniliklerden biri de ödülleri iki farklı gecede düzenlenen törenlerle sahipleriyle buluşturmak. Bu gecelerden ilkinde bu yıl ikincisi düzenlenen ve sinemacılara destek olma amacıyla yola çıkan Antalya Film Forum'da ve Ulusal Yarışma'nın belirli kategorilerinde ödüller sahiplerini buldu. Festivalin En İyi İlk Film Ödülü'ne Çırak filmiyle yönetmen Emre Konuk layık görülürken, Film-Yön En İyi Yönetmen Ödülü Saklı filmiyle Selim Evci'ye verildi. En İyi Yardımzı Erkek Oyuncu Ödülü Muna filmindeki rolüyle Kaan Çakır'a verilirken, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü Çırak filmindeki performansıyla Çiğdem Selışık'a verildi. En İyi Görüntü Yönetmeni ödülü beklenen bir isme, Rüzgarın Hatıraları ile Andreas Sinanos'a verildi. Behlül Dal Jüri Özel Ödülü'nün sahibi Takım: Mahalle Aşkına filmindeki rolüyle Yağız Can Konyalı olurken, Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü'ne Kalandar Soğuğu filmi layık görüldü. En İyi Sanat Yönetmeni ödülü Takım: Mahalle Aşkına ile Uykura Baykurt'a verilirken, En İyi Kurgu ödülüne de yine aynı filmle Emre Şahin layık görüldü.
14. İstanbul Bienali'nin en çok tüketilen, dikkat çeken ve eser önünde poz verdiren işi hiç şüphesiz Büyükada Troçki evinin önünde yer alan Adrian Villar Rojas'a ait Annelerin En Güzeli isimli heykel yerleştirmesiydi.
Bienal bitti. Peki Annelerin Güzeli'ne ne olacak?
Büyükada sakinleri ve severleri her ne kadar yerleştirmenin burada ebediyen kalacağına dair bir kanı geliştirseler de Rojas'ın heykellerinin Dubaili bir koleksiyonerin satın aldığı söylentiler arasında. Bienalin en pahalı prodüksiyonunun çok yakında Dubai'ye giderek Basra Körfezi sularında yerini almaya hazırlandığını sanatçının galericisi teyit etmedi.
Büyükadasever ve ada sakinlerinden mimarlık tarihçisi aktivist Korhan Gümüş ise bu gidişi ve adalıların bienal işleriyle ilgili beklentileri üzerine şöyle konuştu:
"Kafamı kurcalayan şey şu: Adrian Rojas Villar'ın yerleştirmesi (heykelleri) söküldüğünde Büyükada çok şey kaybedecek. Tıpkı Kızkulesi'nin bir gün yok olması gibi. Oysa bu yerleştirme, uzun bir yolculuktan sonra Büyakada'ya varış, sonra uzun bir yürüyüş ve dar bir patikadan geçilip varıldığı bir güzergahın tam bitiş noktasında, bizi karşılayan 29 hayvanla bir bütün. Bunlar olmadan, yerleştirme de anlamını kaybediyor. Yerleştirme olmadan yolculuk da, Büyükada da anlamını... Belki onu satın alacak kişi, akıllı olsaydı, yeriyle birlikte almalıydı? Rizzo Köşkü Ed Atkins'in yerleştirmesi olmadan çok hüzünlü. İkinci defa terk ediliyor. Acaba Büyükada'ya bu dokunuş kalıcı olamaz mıydı? Geçiciliği tanımlanmış bir etkinliğin ne anlama geldiğini biliyorum. Ama bu dokunuştan sonra, geri dönmek, terk edilmek niye? Ada neden bu hüzünü yaşıyor? İyi şeyler yaşamaya devam edemez mi?"
Sansür vakaları ne yazık ki yıl boyunca artan bir sıklıkla tekrar etti. Böyle bir listeye sığmayacak kadar sansürden sadece 10 tanesini durumun vahametini özetlemek için yan yana getirdik.