400 yıllık Shakespeare metni aradan geçen onca zamana rağmen dünyada mültecilere, göçmenlere veya yabancılara bakışın fazla değişmediğini gözler önüne seriyor.
Tarihin en büyük sarayları, dini yapıları, dünya harikaları mimarlığı dünyanın en eski mesleklerinden birinin mimarlık olduğunu gösterse de iç mimarlığın kart vizitlerdeki yerini alması endüstri devriminin ardından geldi.
Beşinci katın, bana göre en dikkat çekici işleriyse, Ian Davenport'un Akan Çizgiler: Koyu Kırmızı(Akış) adlı işiyle Ruby Anemic'in Cesaret Yoksa Zafer de Yok neon çalışması. Sergi, dokuzuncu kata kadar, bu şekilde, eserlerle yarattığı duraklarla hem Tezer Özlü'ye birtakım göndermeler hem de eserin bütünüyle her şeyden bağımsız kendi içinden ürettiği anlamlarla devam ediyor.
15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında 20 Şubat Cumartesi günü Depo’nun ev sahipliğinde düzenlenen “Görüntünün Eylemi” başlıklı etkinlikte, farklı coğrafyalardan buluntu görüntülerin, belgesellerin ve videoların yer aldığı film gösterimlerinin ardından yapılan söyleşide katılımcılar, “Görüntü yalan söyler mi?” sorusunu video eylem pratiği, arşivleme ve imajların güncel kullanım alanları çerçevesinde ele aldılar.
Herhalde AKM'nin ve Taksim'in önemli bir hafıza mekanı olması. Yıkma girişimleri de bunu ispatlıyor. O zaman neden mimarlık böyle bir girişime alet ediliyor? Bunu sormamız lazım. Eğer AKM'yi bu nedenle ortadan kaldırmak istiyorlarsa, yıkmak yerine neden gelin bu meseleyi bir tartışalım diyemiyorlar?
“Mukadderat”'ın cam fanuslar içine yerleştirilmiş karikarutize edilmiş bembeyaz, dua eden beyaz yakalı çalışan heykelleri bir nevi empatiye izin vermeyen ucube gösterisi...
Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’nın sahibi Gianfranco Rosi’nin yönetmenliğini yaptığı belgesel “Fuocoammare”nin oldu. Festivalin Generation Kplus bölümünde gösterilen Mete Gümürhan’ın “Genç Pehlivanlar”ı ise Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
2016'nın ilk ayı nasıl geçti? Umarız iyidir ama her hâlükârda önümüzdeki 11 ayın tedbirini almak için burcunuza göre 2016 yorumlarını okumakta fayda var.
Doğu'da savaş tüm şiddeti ile devam ederken, sanatın savaş karşıtı ve eleştirel ruhunun bu olanlara nasıl hızlı ve görünür bir biçimde yanıt verebileceğini ve neler yapılabileceği üzerinde tartışırken, güncel sanat tarihine referansla bir çağrı başlatıldı. Hakan Topal ile Didem Yazıcı'nın geliştirdiği diyalog güncel sanat camiasını savaşın karşısında, barışın yanında durmaya çağırıyor.