A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Ulay

İmajlarla bir eylemlilik hali

15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında 20 Şubat Cumartesi günü Depo’nun ev sahipliğinde düzenlenen “Görüntünün Eylemi” başlıklı etkinlikte, farklı coğrafyalardan buluntu görüntülerin, belgesellerin ve videoların yer aldığı film gösterimlerinin ardından yapılan söyleşide katılımcılar, “Görüntü yalan söyler mi?” sorusunu video eylem pratiği, arşivleme ve imajların güncel kullanım alanları çerçevesinde ele aldılar. 

AKM’yi önce yıkalım peki ya sonra?


Herhalde AKM'nin ve Taksim'in önemli bir hafıza mekanı olması. Yıkma girişimleri de bunu ispatlıyor.  O zaman neden mimarlık böyle bir girişime alet ediliyor? Bunu sormamız lazım. Eğer AKM'yi bu nedenle ortadan kaldırmak istiyorlarsa, yıkmak yerine neden gelin bu meseleyi bir tartışalım diyemiyorlar?

Kirlenmek Güzeldir

“Mukadderat”'ın cam fanuslar içine yerleştirilmiş karikarutize edilmiş bembeyaz, dua eden beyaz yakalı çalışan heykelleri bir nevi empatiye izin vermeyen ucube gösterisi...

Barışa Pencere Aç: Güncel sanat güncel savaşa karşı

Doğu'da savaş tüm şiddeti ile devam ederken, sanatın savaş karşıtı ve eleştirel ruhunun bu olanlara nasıl hızlı ve görünür bir biçimde yanıt verebileceğini ve neler yapılabileceği üzerinde tartışırken, güncel sanat tarihine referansla bir çağrı başlatıldı. Hakan Topal ile Didem Yazıcı'nın geliştirdiği diyalog güncel sanat camiasını savaşın karşısında, barışın yanında durmaya çağırıyor.

“Gelişigüzel değil hiçbir şey”

Penguen dergisi çizeri ressam Cem Dinlenmiş'in son sergisindeki resimleri hayli dinlenmiş. İyi olmuş. Kendine özgü, geçmişine göre daha az kullanışlı ve evcil daha eleştirel olmayı başarmış görünüyorlar. Çocukluğumuzun Unicef kartlarından çocuklarımızın çıkartma kitaplarında gelişigüzel yapıştırdıkları çıkartma tanzimlerine, Türkiye naif resmi örneklerinden büyük usta Bruegel'i de içine alan bir melez dilde konuşuyorlar. 

 

Canan yıllardır tek bir performans yapıyor

Bugün Işıl Işıl Karanlık işte ışıl ışıl Canan’ın 1998’den bugüne feminist bir sanatçı olarak ne tür bir yolda yürüdüğünü aydınlatmakla kalmıyor aynı zamanda ismi kadar müstesna bir şekilde Canan’ın tin ve beden arasındaki gerilim üzerinde nasıl bir cambaz gibi yürüdüğünü de belgeliyor.

2024-11-25 02:59:45