Birkaç gün önce Ve Yayınevi’nden çıkan Özcan Alper’in senaryo kitabı ‘Sonbahar’, en az filmi kadar etkileyici ve en az onun kadar epik bir anlatı yapısında.
21. yüzyılın ilk on yılının belki de en ilginç ressamlarından Michaël Borremans. Sadece resim de yapmıyor üstelik deneysel filmler de çekiyor. Şu sıralar o David Zwirner'ın Londra şubesinde solo açmışken onun söyleşilerinden ilginç sözlerini derlemeyi fırsat bildik.
Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Türkiye’de ve dünyada Bizans uygarlığı ile ilgili çalışmaların gelişimine katkıda bulunmak ve hali hazırda yapılan araştırmalar için bir platform işlevi görmek amacıyla Bizans Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruldu.
Bu kadar kahramanlık hikâyesi varken mağluplar nerede? Madem tarih kahramanların tarihi, o halde geride kalanların hikâyesini kim anlatacak? Gaye Boralıoğlu, Mübarek Kadınlar’da işte bu görevi üstlenmeye çalışıyor.
Mixer ArtLab programına davet edilen dokuzuncu sanatçı Zora Volantes, 1971 Berlin, Almanya doğumlu. Sanatçı, "Nachtweg" adlı performansı için ayak uçlarının bir kısmını fark edebileceğiniz simsiyah bir kiyafet ve makyaj ve başında taşıdığı siyah bir boru ile gece boyunca İstanbul'da yürüdü. Volantes, İstanbul sergisinin yanısıra Rebecca Horn ve Pistoletto'nun öğrencisi olmayı anlattı.
Emma Dexter British Council’ın Görsel Sanatlar Sorumlusu, ünlü küratör Pera Müzesi'ndeki Grayson Perry sergisi için birkaç günlüğüne İstanbul’daydı. Dexter ile Grayson Perry sergisinden Venedik Bienali İngiltere pavyonu sanatçısı Sarah Lucas’a pek çok şey konuştuk.
Çağdaş sanat günümüzün yıldızı. Dünya tarihinde olmadığı kadarıyla büyük paraların dolaştığı bir ucu Dubai şeyhlerine uzanan bir küresel ağ aynı zamanda. Masanın üzerinde duran bir kül tablası ummadığınız anda bir sanat yapıtı olabilir dikkat edin. Seven de var sevmeyen de... Ne var bunu ben de yaparım diyen de... Yazarımız Ali Şimşek ile son kitabı Kriz ve Kritik dolayısıyla çağdaş sanatın krizini konuştuk.
Fotoğraf yüzeyinin, biçimsel ve anlatımsal özellikleri ile üç boyutlu bir alana dönüşebildiği Höfer’in işlerinin, temiz, beyaz, parlak, steril ve modernist bir galeri alanına esinlenişi, izleyicinin içinde çay demleyebileceği, bahçesinde kiraz yiyebileceği bir eve dönüşebilmesine engel mi?