2012'de Taksim Meydanı'ndaki Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) güçlendirilmesi için açılan ihaleyi kazanan Taca İnşaat'ın Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Akkurt, “AKM projesini aldık ve söküm işlerine başladık. Fakat ortaya güçlendirme yapılamayacak kadar çürük bir bina çıktı. Bir baktık kolonlar bitmiş, temelin altından su bile geçiyor. Kirişler, demirler çıkmış. Bazı yerlerde kolonlar bağlanmamış. Bazı yerlerde kolon bağlantıları dahi yok" diye konuştu.
Akşam gazetesinden Mehmet Ali Ergün'e konuşan Tayyar Akkurt, "Biz bu bina yeniden güçlendirilemez dediğimiz noktadan bu yana üç yıl geçti. Bakanlıktan bize 'Bekleyin karar çıkacak' dendi, biz de bekliyoruz. Biz ihaleyi aldığımız dönemde bize 'Tavandaki ahşapları muhafaza edin' dediler. Yahu yenisini sıfırdan yapalım. Bir sanat eseri olsa tutarsınız, yenisinde de aynısını kullanırsınız. Tavanda ahşap denilen bizim normal 10’a 10’luk çıtalar. Tarihi eser olmayıp da tarihi eser mantığı güdülen bir bina” dedi.
Mimar ve aktivist Korhan Gümüş, Akkurt'a yanıt vermekte gecikmedi. Gümüş soruyor:
"Neden araştırma yapılmadan yıkalım sonra ne isterseniz yapalım dendi?"
"AKM için (benim yönettiğim projede) konuyu iyi bilen uzmanlar çalıştı ve her açıdan incelenerek statik projesi de hazırlandı. Güçlendirme yapmak demek yalnızca mevcut kolonları sağlamlaştırmak değil. Örneğin statik projesinde bazı duvarların yerine betonarme perdeler konuldu. Bugünkü durumda yıkıp yeniden de yapılabilir elbette. Ancak Sütlüce'ye falan bakınca yapılamayacağını düşünüyor insan. Çünkü kamu mantığı başka türlü işliyor. Müellif hizmeti (proje-denetim) almayı beceremiyor kamu, örneğin.
Ayrıca neden bu yıkma sevdası asıl ona bakmalı. O zaman daha araştırma yapılmadan neden "yıkalım sonra ne isterseniz yaparız" dendi? Nereden biliyorlardı, çürük olduğunu?
Neden sürekli bana "kutu gibi bir bina, bunun nesini seviyorsunuz" dendi, sanki ben illa da korumak gerekir diyormuşum gibi?
Neden Kültür Başkenti programına koymamıza itiraz edildi? Neden konudan haberi bile olmayan bilirkişi raporu ile AKM onarımı durdurulunca Erdoğan rahatladı ve "istemiyorlarsa, yapmayın" talimatını verdi?
AKM için özgür bir profesyonel ortamın sağlanması gerekir, daha önce yaptığımız gibi. Bina sonuçta yıkılabilir de, yıkılmayabilir de. Ben de onu söylemiştim zamanında. Sonuçta dünyanın en iyi uzmanları hazırladığı o projeyi ve Erdoğan da yıkmak istediği binaya 80 milyon bütçe ayırmak zorunda kaldı. Asıl mesele düşünmeyi yasaklamak. Sanki yıkmak isteyen de, tozuna dokunamazsın diyen de AKM'yi Anıtkabir gibi kutsal bir mekan olarak görüyor. Daha ne kadar bu şapşallığa seyirci kalacağız?"