A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

TIME

Oğlunun gözünden Mark Rothko

Christopher Rothko, babasının karmaşık geçmişiyle ilgilenmek ve sanatı üzerine dersler vermek amacıyla, klinik psikolog görevini bir tarafa bıraktı. Ve on yıldan uzun bir süredir, sanat dünyasında tam zamanlı olarak yer alıyor. Babasının resimleri üzerine ve resimlerinin izleyiciler üzerinde yarattığı hala-huzur kaçıran etkisi üzerine yazdığı eleştirel makalelerden oluşan ve Yale Üniveritesi Yayınları’ndan çıkan ‘Mark Rathko: İçten Dışa’ adlı ilk derlemesini yayınladı. Randy Kennedy, kitabı üzerine oğul Rothko'yla görüştü ve yazdı. Billur C. Yılmazyiğit, Mark Rothko: ‘İçten Dışa’da Oğul Babaya Dair  başlıklı bu yazıyı çevirdi.

Narsisizm salgını neden sanatı öldürüyor?

Her yerde narsisizm. Haber spikerleri politikacıların bu narsisizm yüzünden, acele etmeden, sükunet içinde hareket edemediklerinden dem vurmaktalar. Öğretmenler ve koçlar not vermekten kaçınarak ve “katılımcılara” ödüller koyarak narsisizm eğilimini güçlendirmekte. Hiçbir başarısı olmayan ünlüler Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya ağlarını dünya çapında bir teşhir ve karlı bir onaylanma mecrası haline dönüştürürken, yetişkinler ve çocuklar bu sosyal medya ağlarında başarılı olabilmek için büyük risklere giriyorlar. 

Çeviren Özlem Akarsu

Adnan Yıldız’dan Bedri Baykam’a: “Bu, Halil Altındere’ye haksızlık”

 

Küratör Adnan Yıldız, Kullanma Kılavuzu üzerine Bedri Baykam'ın yazısıyla başlayan tartışmaya ilişkin sanatatak.com'a özel olarak yaptığı açıklamada Bedri Baykam'ın bazı sorularını yerinde bulsa da Baykam'ın objektif bulduğu Hasan Bülent Kahraman tarihini eleştirdi:

 

"Bedri Baykam'ın bazı soruları yerinde ama..."

 

“User’s Manual” tartışmasını Türkiye’de bir zamanlar bienalin nasıl algılandığını hatırlarsak, kim var-kim yok kısırlığından çıkarmak lazım. Elbette Bedri Baykam’ın bazı soruları yerinde, mesela -nerede Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar ama bu soruyu Arter’deki İstanbul ve içme suyu projelerini hatırlatarak çalışkan küratör CCB’ye ya da genel anlamda galeri, kurum ve küratörlere sormak hatta sanatçıların kendisine sormak daha anlamlı olur. Diğer yandan, sanat pratiğini editör ve küratörlükle beraber yürüten Halil Altındere’nin bir görünürlük motivasyonu ya da üstünlük mücadelesi üzerinden ilerlediğini söylemek ona da haksızlık.

Ama bütün bu araştırma ve üretime sadece, -Süreyya Evren’ın sığ bir okumaya hapsettiği- siyasi iklim üzerinden bir etki-tepki önermesi olarak bakamayız, zira dünya değişiyor. Artık doğayı taklit eden bir modern sanatın ötesinde, sanatın propaganda ya da eleştiri üzerinden illüstrasyonlaştığı okumaları geçtik. Kültürel referans ve birikim üzerinden, çoğullar ve modernler üzerinden kurulan bir tarihler toplamının imkansızlığını konuşalım.

Özneden, hayalgücünden ve ilhamdan bahsedelim. İnternette dolaşan tarihten ne haber?

Ulusalcı Baykam bütün siyasi defosuna rağmen Kahraman’ı objektif buluyor. Aynı Kahraman beni o kitapta çok güldürmüştü.

Ahmet Öğüt’ü Seksenler'den çıkarttı, yok kendi küratörlüğünden 3. tekil şahıs şizofrenisiyle, Beral Madra ve Vasıf Kortun ile beraber ‘çekirdek kadrodan’ diye bahsetmişti. Yok, bu da fazla.

Thomas Hirschhorn işi gibi bunlar. Too too Much Much.

Tarih yazmak, başlı başına bir görsel okumalar ve görsel düşünmeler sorunu.

Gelin şehrin haritasına bakalım. Masada programları yürütenlerin kim olduğunu görelim. Uluslararası düzeyde tek araştırma ve prodüksiyon yapan Salt’ta Vasıf Kortun’un modernizm, sosyoloji ve mimari araştırma kanalları dışında uzun vadeli bir proje var mı? Arter’se işleri kutularından çıkarıp asmaktan öte bir üretim imkanı, üzerinden milyonlarca insan geçen bir lokasyonda olduğunu anlamaya çalışan katılımcı bir projeye yer verdi mi?

Aksanat’ta gördüklerimiz konusunda çok acımasız olacağım. Ne fotokopiden Marcel Broodthaers ne de üç boyutsuz, ikinci el ve fotoroman seviyesinde metinlerle döşeli bir Louise Bourgeois. Mezar kazıcılığı. Istanbul Modern’inse sorunu aşılamayan türden bir muhafazakarlığa övgü. Cennet Cehennem, Kayıp Dünya...

Masada birbiriyle konuşanlar bunlar olunca ne tarihten bahsetmek gerek ne de listelerden. Bence şehrin sanat haritasından ve bu haritadaki noktalardaki programları yürütenlerden bahsetmek gerek. Takvimlemek demenin programlamak demek olmadığı gibi, sunmak da sergilemek ve sergi yapmak değildir."

Tartışmayla ilgili diğer yazılar için:

Ali Şimşek yazdı:

http://sanatatak.com/view/Versiyon-Iki-Sanat-Tarihi-ve-Sol-Liberalizm/2056

Bedri Baykam yazdı:

http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-kafasina-gore-yazmak/2051

Esra Aliçavuşoğlu yazdı:

http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-sadece-sanat-tarihciler-yazmaz/2059

Müzik bizim kurtarıcımızdır

Türkiye geçtiğimiz günlerde şarkı söylemeyi uzun elektrik kesintileri sırasında öğrenen Kübalı bir kız çocuğunu ağırladı. Konserler için geldiği ziyaretinde bir panelde de konuşan Diana Rosa Cardenas'tan müziğe ve hayata dair öğrenecek çok şey var.

Tüyap’taki sanat fuarına linç girişimi

Tüyap 2015 sanat fuarında yer alan Karşı Sanat galerisi standında Gökhan Aslan'ın Çığlık isimli performansı çarşafa hakaret ettiğini düşünenler tarafından protesto edildi. Protestocular sosyal medyada "İstanbul'daki duyarlı müslümanlardan şu adrese gidip bu alçaklara hadlerini bildirmelerini istiyoruz" mesajlarıyla açık açık bir linç girişimi organize ediyorlar.

Sanatçı Gökhan Aslan ise sanatatak.com'a yaptığı özel açıklamada sosyal medyada yapılan çağrıların çalışmasının içeriğini saptırdığına dikkat çekerek Çığlık'ın başta kadınları köleleştiren Işid'i eleştirdiğini, hiçbir kadının köle olmadığını belirtti:

"Şengaldeki Ezidi kürd kadınlarını zincire vuran Işıdilerin köyü davranışıdır. Hiçbir kadın köle değildir. Köle pazarlarında satılmamalıdır. Buna da sanat yoluyla karşı çıkmak istedim. Aynı zamanda Ankara'da yaşanan bombalı eylem sonucu yaşamını yitiren barışçı insanlarla ilgili yorumda var bu performansın içinde. İran'da her hafta sokaklarda asılan gençler de var. Bütün bunlara tepki çalışmasıdır Çığlık."

 

 

bu alçaklara hadlerini bildirmelerini rica ediyoruzQêrin (çığlık) çalışmamın oluşması sürecinde başta eşim başak kızım sidem çalışmanın hazırlanışında katkılarını esirgemeyen Ciran Hasan demirtaş mahmut fotoğrafların çekimlerini yapan Eşref karagöz Lokman Aydın çalışmamın sponsorluğunu üstlenen Hakan Karaaslan istanbuldan karşı sanattan Özcan ve fayyaz yaman teknik desteğini ses sistemleri vs çözen dayıoğlu Bülent Koçak a sergi açılış esnasında yanımda yeralan Başta Deniz dostlarım fehim ışık Mahmut wenda Koyuncu Diljen Roni ve eşi Derya Erim Bayrı aynı zamanda basın emekçilerine sonsuz teşekkürlerimi ve minnettarlığımı belirtmek isterim unutmadan çalışmamın parçası olan pervin abla Yavuz koçoğlu ve öğrenci arkadaşlara da ayrıca içten teşekkürlerimi sunuyorum sağolun varolun...

Görme engelliler sanatı dokunarak görecek

Ağır görme kaybı yaşayanların ve görme engellilerin de sanat eserlerini tanıyabilmesine yönelik olarak bir kampanya başlatıldı. Eğer yeterli bütçe sağlanırsa klasik ve modern sanat eserlerinin üç boyutlu baskıları çıkarılacak.

2025-02-25 06:30:25