İzmir Akdeniz Akademisi, Börklüce Mustafa isyanının 600. yıldönümü vesilesiyle ayaklanmanın çok kapsamlı bir programla tartışılacağı Uluslararası Börklüce Mustafa Sempozyumu'nu düzenliyor.
Oscarlı Susan Sarandon porno endüstrisinin onun bakış açısından yararlanabileceğini düşünüyor ve erkek yönetmenlere erotik sahnelerde destek verebileceğini söylüyor.
Hollanda'dan Van Abbe Müzesi, İstanbul’dan Salt, Madrid’den Reina Sofia müzesinin de katıldığı 1980’lere odaklanan Avrupa sergilerinin derdi pekala 'Avrupa projesini terk etme' olarak özetlenebilir. 'Öykü anlatıcılığının yerelleştirilmesi’ olarak da… 'Süreçlere odaklanmak' ve 'heterotopya aracılığıyla' 1980’lerin yazılmamış tarihlerinin neoliberalizme rağmen direnenlerin öyküsünü hem estetik hem de sosyal işaretler olarak çıkarmak da…
...Yönetmen Guy Cassiers de yaşadığı çağa tanıklık etmekten kaçınmayan, duyarlı ve anti-faşist bir sanatçı… O “Ben politikacı değilim, ama onlara savaşın anlamsızlığını ve dehşetini sahnede fotoğraflarla gösterebilirim’’ diyor. Savaşı, soykırımı, kötülüğün sıradanlığını anlatan oyunlara karşı ilgisiz kalamıyor...
“O halde siyah renkli bir deriye sahip olan bir adamın bu ülkede nasıl bir deneyimi oldu, bundan sonra nasıl bir deneyimi olabilir? Bir zenci nasıl tarih yazabilir, sert ya da yumuşak, politik ya da özel, açık ya da örtülü bir başkaldırı tahriğine kapılmadan düşünebilir ya da nefes alabilir mi?”
...Bir zamanlar hayranı olduğum gruptan oldukça uzaklaşmıştım. Ta ki Mayıs başında sosyal medyada takip ettiğim insanlardan yeni Radiohead klipleri “Burn the Witch”ve “Daydreamers”ın yayınlandığını öğrenip izleyene kadar. Özellikle ikinci klip, Jonny Greenwood’la pek çok filminde müzikal işbirliği yapan ünlü yönetmenPaul Thomas Anderson’ın çektiği ve bir bakıma Erdal Beşikçioğlu berduşluğuyla ortalıkta dolanan Thom Yorke performansına şahit olduğumuz kısa film, dinleyenin ayaklarını yerden kesen ve melodilerin sırtında yükseldikçe ufkunu ferahlatan Radiohead müziğinin geri döndüğünü hatırlattı...
...‘Rockçuluğun’ sorunu Bruce Springsteen’i sevmesinde değil. Sorun, rockçuluğun rock’un kendisini (ve jazz’ı ve punk’ı ve indie rock’u) tuhaf ve kibirli kılması…
Time 100'e girmesi tek mahareti değil, 87 yaşındaki Japon sanatçı 2014'te de yılın en popüler sanatçısıydı. 40 yıldır Tokyo'da bir akıl hastanesinde yaşayan Yayoi Kusama'yı, Elçin Yahşi'nin yazısıyla daha yakından tanıyalım.
...Bugünün gençleri Prince’in ölümünden sonra sosyal medyada biz biraz daha yaşlıların hüznüne anlam veremeyip dalga geçme fırsatı buldular, Bowie’yle kıyaslanmasına anlam veremediler. Halbuki kendisine özgü kuralları, tavırları, kalıpların ötesindeki yaklaşımlarıyla bireyin renklenmesini, sanata ve kendi kişiliğine özgürce yaklaşmasına, elbette daha nergizcil ama dehası artmış olarak hissetmesine katkıda bulunan ikonlardan biriydi Prince...