Suriye'de devam eden savaş halkını zorunlu göçle başbaşa bırakırken, bir yandan ülkenin tarihi de ait olduğu yerden koparılıp yasadışı yollarla satılıyor. Gazeteci Mike Giglio ve Munzer el-Awad, Türkiye sınırı boyunca tarihi eser kaçakçılarıyla buluşarak 'yeraltından' yürüyen bu 'tarihi trafiğin' izini sürdü. Konuştukları kaçakçılardan Muhammed durumu şöyle anlatıyor: "Çok fazla hayat ve tarih kayboldu. Suriye artık bambaşka bir ülke."
Bu yıl 16 - 26 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen, yarışma ve yarışma dışı bölümlerinin yanı sıra farklı renk, coğrafya, kültür ve düşünceleri buluşturan 11. Akbank Kısa Film Festivali’ne katılan filmler bir kez daha beyaz perde ile buluşuyor.
Temmuz ayı boyunca Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri düzenlenecek “11. Akbank Kısa Film Festivali’nden Seçkiler” etkinliği kapsamında Festival Kısaları başlığı altında 14 ulusal film, Dünyadan Kısalar bölümünde ise Papua Yeni Gine’den Meksika’ya, İskoçya’dan Suriye’ye dünyanın farklı bölgelerinden 14 uluslararası film olmak üzere toplam 28 kısa film ücretsiz olarak sinema tutkunlarıyla buluşacak.
11. Akbank Kısa Film Festivali’nde bu sene ödül alan filmler açıklandı. 37 ülkeden toplam 712 kısa filmin katıldığı yarışma bölümüne başvuran yapımlar arasından yapılan değerlendirme sonucunda;
“EN İYİ ULUSAL FİLM ÖDÜLÜ” Orhan İnce’nin yönetmenliğini üstlendiği Adem Başaran isimli filme, “EN İYİ ULUSLARARASI FİLM ÖDÜLÜ” ise Avusturya doğumlu yönetmen Mark Gerstorfer’in Erlösung (Kaçış) filmine verildi.
Bunun yanısıra, ulusal kategori bölümünde yarışan filmler arasında Altın Kızlar isimli film ile Said Tuğcu ve Sıla Özsoy; Mükemmel Bir Gün adlı yapım ile Oğuzhan Kaya mansiyon ödülüne layık görüldüler. Uluslararası kategoride ise mansiyon ödülü iki genç sinemacı arasında paylaşıldı; Roadtrip (Yolculuk) isimli yapım ile Xaver Xylophon ve La Llamada (Çağrı) filmi ile Gustavo Vinagre ödül kazanan isimler oldu.
Festival’i yakından takip eden sinemaseverler arasında yapılan oylama sonucunda ise, Cansu Boğuşlu’nun Yabani Ot isimli filmine “Seyirci Ödülü” verildi.
Festival kapsamında düzenlenen yarışmanın ödül töreni, 26 Mart 2014, Perşembe günü ünlü oyuncu Ceyda Düvenci’nin sunuculuğu ile Akbank Sanat’ta gerçekleştirildi. Sinema camiasının önde gelen yönetmen, oyuncu ve tanınmış isimlerinin katıldığı törende Festival’e konuk olarak katılan Berlin Film Festivali Kısa Film Bölümü Küratörü Maike Mia Höhne’ye, ünlü yönetmen Jessica Woodworth’a, Kısadan Uzuna Bölümü’nün konuğu yönetmen Yeşim Ustaoğlu’na ve Belgesel Sinema Bölümü’nün konuğu usta yönetmen Engin Ayça’ya teşekkür plaketleri verildi.
Papua Yeni Gine’den Meksika’ya, İskoçya’dan Suriye’ye dünyanın farklı bölgelerindeki 37 ülkeden toplam 712 kısa filmin katıldığı, Ulusal ve Uluslararası olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirilen yarışma bölümüne katılan eserler; Oyuncu Esme Madra, Yönetmen Erdem Tepegöz ve Yönetmen Selim Evci oluşan ön eleme juri kurulu tarafından değerlendirildi. Festival’in Ulusal Yarışma Bölümü’ne katılan eserler arasından jüri üyeleri, Yönetmen Handan İpekçi, Oyuncu-Yönetmen Nazan Kesal, Işık Üniversitesi Sinema TV Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mutlu Parkan, Oyuncu Taner Birsel ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı’nın yaptığı değerlendirme sonucu Adem Başaran isimli film ile Orhan İnce “EN İYİ ULUSAL FİLM ÖDÜLÜ”nün sahibi oldu.
Yönetmen-Senarist Jessica Woodworth, Berlin Film Festivali Kısa Film Küratörü Maike Mia Höhne, Oyuncu Meltem Cumbul, Görüntü Yönetmeni Florent Herry ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı dan oluşan Uluslararası Yarışma Bölümü Jüri Üyeleri, Erlösung (Kaçış) ile Mark Gestorfer’ı “EN İYİ ULUSLARARASI FİLM ÖDÜLÜ”ne layık gördü.
Festival kapsamında belirlenen EN İYİ ULUSAL FİLM ve EN İYİ ULUSLARARASI FİLM seçilen eserlerin yönetmenleri Akbank Sanat tarafından; 5.000 Dolar ile ödüllendirildi.
11. Akbank Kısa Film Festivali’nin ödüllü filmleri, 6 Nisan – 14 Mayıs tarihleri arasında Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, Eskişehir gibi Türkiye’nin dört bir yanında yer alan üniversite kampüslerinde gençlerle buluşacak.
Mitlerin izini sürerek Mardin’de Bienal izlemenin keyfi başka. Şamanları, şahmeran efsanesi, sayısız söylencesi, tarihî yapıları, efsunlu hâliyle Mezopotamya’nın bu en eski şehirlerinden birinde düzenlenen Bienalde, şehrin kendisi başlı başına bir yapıt. İşler şehri yakalamaya çalışıyor adeta!
Venedik Bienali’nin kalbinde sanki Ashes oturuyor. O bir Robert Mapplethorpe portresi gibi. Her geçen gün sular altına gömülen Venedik’te bienalin tam ortasında büyük bir fabrikayı andıran dev serginin en duyarlı hikayesinin kahramanı o.