A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Sur

David Hockney de “Sıcak” Sever

Son dönem resimleriyle ve Tate Britain'daki sergisiyle gündem yaratan David Hockney, Katherine McMahon'a verdiği son söyleşisinde hayattaki en sevdiği filmlerin başında Some Like It Hot- Bazıları Sıcak Sever'in geldiğini belirtti.

Sinemaya büyük ilgi duyan ressam, George Cukor, Tony Richardson, Billy Wilder gibi yönetmenlerle dostluğuyla biliniyor. Yönetmen Billy Wilder'in Bazıları Sıcak Sever filminin sanatçı için yeri ayrı:

“Some Like It Hot- Bazıları Sıcak Sever kusursuz bir filmdir. Önerdikleri yüzünden inanılmaz bir filmdir..." Fransızlar, resimde olan yetenek şimdi sinemada derlerdi. Belki öyleydi ama film resme göre daha yaygın bir şey. Ona zaman ayırmalısınız. O yüzden insanlar geçmişlerinden kötü bir şeyler izlemek istemezler. Zamana ilişkin sanatlar mekana ilişkin sanatlardan çok daha fazla edit edilmeli..."

http://www.artnews.com/2016/02/26/l-a-habitat-david-hockney/

Nergizcil bir prense beklenmedik bir veda

...Bugünün gençleri Prince’in ölümünden sonra sosyal medyada biz biraz daha yaşlıların hüznüne anlam veremeyip dalga geçme fırsatı buldular, Bowie’yle kıyaslanmasına anlam veremediler. Halbuki kendisine özgü kuralları, tavırları, kalıpların ötesindeki yaklaşımlarıyla bireyin renklenmesini, sanata ve kendi kişiliğine özgürce yaklaşmasına, elbette daha nergizcil ama dehası artmış olarak hissetmesine katkıda bulunan ikonlardan biriydi Prince...

Ahu Öztürk: Kaçacak bir yer yok!

Epey uzun süre duyduk Toz Bezi filmini. Hikayesini duyduk önce, sonra oyuncular kulağımıza çalındı, çekimleri başladı başlayacak derken, çekildi ve sona erdi. Prömiyerini Berlinale Forum bölümünde yaptı. Yönetmen ve senarist Ahu Öztürk 5 yıllık emekleri Toz Bezi ile vedalaşma evresinde, izleyiciler de vizyonda yerini alan filmle selamlaşma. Geçtiğimiz hafta sona eren 35. İstanbul Film Festivali’nde de En İyi Film, En İyi Senaryo ödüllerini kazanan film başrol oyuncularından Asiye Dinçsoy’a da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandırdı. Film; iki ev işçisi kadının, temizliğe gittikleri evlerdeki insanlarla kurdukları ilişki, gündelik çatışmalar, kendi arkadaşlık-kardeşlikleri ve bu yakın arkadaşlığın hiyerarşisi, hayata tutunma çabası, kadınlık, annelik, temizlik, yoksulluk ve kimlikler üzerine pek çok soru soruyor. Ahu Öztürk’le filme dair konuştuk.

İnci Asena’dan ablası Duygu Asena’ya

 

Duygu Asena’nın doğum günü, 19 Nisan’da Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi ve İletişim Fakültesi işbirliğiyle "Duygu Asena ile Düşünmek” başlıklı sempozyumda anıldı. Konuşmacılardan biri de Duygu Asena'nın kardeşi, şair, yazar ve yayıncı İnci Asena'ydı. İnci Asena'nın konuşma metnini yayınlıyoruz. 

Kendime engel olamıyorum

Fotoğrafın bir plastik sanatlar dalı olarak ve teknik açıdan birçok tanımı yapılabilir. Benim içinse zamana tanıklık etmektir. Ben de kendi dönemime tanıklık ederek, gelecek zamanda yaşayacak insanlara aktarmaya, dünyanın ötekileştirilmiş insanlarını fotoğraflarımda yansıtmaya çalışıyorum. Fotoğraf çalışmalarımda genellikle “ötekileştirilmiş” insanlara yer veriyorum: Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, mülteciler ve tabii ki engelliler...

2025-02-27 22:46:12