Dozer çoktan kendi rengine kavuştu, evet. Ama pembeyken şunu gösterdi: kültür sanat alanında da kamu adına hareket etmeye kalkışan mikro veya makro iktidarlar bir gün gelir sarsılabilir.
Gezi Parkı’nda bir süre yer almış ya da alamamış bütün heykellerin hikâyeleri, aslında bize yakın bir siyasi tarihi anlatmakla kalmıyor. Bu tarihin içindeki kültür hayatını şekillendiren siyasi dengeleri ve gerilimleri ifşa ediyor.
Gezi parkında Taksim dolmuşlarına yakın mesafede bir zamanlar konuşlanan heykelin izini İstanbul heykelleri üzerine araştırma yapan Ferda Çağlayan sayesinde sürdük.
Madem toplumun bir kesiminde, daha spesifik olarak Gezi İsyancılarında “bir haysiyet zedelenmesi var “(benim tanımım değil, ben başka sözcükler seçerdim) denildi, bu zedenlenmenin ne denli tek taraflı olmadığı ve yakın bir gelecekte giderilme şansının bulunup bulunmadığı etrafında dönecek yazım.