Diva depoda öyle yalnız ki
Ben Adalet Cingöz, bu yazı sanatatak.com'a bir ofis hediyesi. Madem komşu olduk. Yine yazayım dedim. Ve çercevecimin deposunda rastladığım diva portresini yazdım.
için arama sonuçları
Ben Adalet Cingöz, bu yazı sanatatak.com'a bir ofis hediyesi. Madem komşu olduk. Yine yazayım dedim. Ve çercevecimin deposunda rastladığım diva portresini yazdım.
Birilerinin annelik inşaatı müteahhitlerinden emir aldığı kesin. Bu inşaatın kesinlikle süreceği kesin ama toplam kaç kat çıkacağı her zaman belli değil.
sanatatak.com 2015 yılının ilk gününü yepyeni bir yazı serisiyle karşılıyor. Bu seride her seferinde bir sanatçı etkilendiği bir başka sanatçıyı kendi sözleriyle anlatacak. İlk konuğumuz şu anda Versus Art Projects'de solosu olan Halil Yavuz Ertürk. Ertürk'ün sanatçısıysa Mustafa Ata.
Fotoğraflar: Pelin Horzum Ergün
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 31 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında santralistanbul Kampüsü’nde düzenlenen “1964 Sürgünleri: Türkiye Toplumunun Tek Tipleştirilmesinde Son Dönemeç” adlı konferansta, İstanbullu Rumların 20. yüzyılda maruz kaldıkları en büyük kitlesel göçe neden olan 1964 kararı ve sonuçları değerlendirildi.
Konferans, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı İlay Romain Örs’ün açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında 1964 sürgünlerinin yakın tarihin çok az bilinen bir sayfası olduğunun altını çizen Örs, yarım yüzyıl önce İstanbul Rum topluluğu kadar tüm Yunanistan ve Türkiye toplumlarını derinden yaralayan bu büyük travmayı anmak, anlamak, anlatmak amacıyla bu konferansın düzenlendiğini belirtti.
Örs, “Yakın tarihimizin bu sarsıcı dönemi, ilk kez bu kadar kapsamlı bir konferansta konunun uzmanlarıyla genç araştırmacılar tarafından ele alınıyor. Bu anlamda, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin sunduğu akademik özgürlük ortamında bir araya gelmiş olmak son derece büyük bir önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Küçük Asya Çalışmaları Merkezi’nden Stavros Anestidis, Vakıflar Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Lakis Vingas, akademi düyasından Iraklis Millas, Cengiz Aktar, Baskın Oran, Ayhan Aktar, Samim Akgönül gibi önemli isimlerin konuk olduğu konferansta, Yunanistan uyruklu İstanbullu Rumların 1964’teki göçüyle sonuçlanan süreç; kararın alınma koşulları ve karar sonrasında yaşananlar, sürgünü yaşayanların tanıklıklarıyla birlikte ele alındı.
1964 sürgününe dair kritik başlıkları değerlendiren Baskın Oran, tehcir kararının Kıbrıs sorunuyla ilgisine yönelik incelemesini paylaştı. Oran, “1920’lerden o döneme kadar gayrimüslimlerin yaşamlarının birçok farklı açıdan zorlaştığını görüyoruz. Hem toplumsal hem de hukuki olarak süregelen bu etmenler ve 1964 sonrasında da devam eden çeşitli olaylar sebebiyle, bu tehcir kararının sadece Kıbrıs sorununa bağlanması yanlış olur” şeklinde konuştu.
Niyazi Kızılyürek konferansta yaptığı konuşmada göçte Kıbrıs sorununun rolünü tartıştı. Alper Kaliber dış politikaya ulusal kimlik perspektifinden bakarak Kıbrıs meselesiyle sürgünü değerlendirdi.
Rita Ender’in “Azınlık Hukuku Bağlamında Sürgünler” başlıklı konuşma yaptığı konferansta Ceren Sözeri meselenin 1964’te basında nasıl yer aldığını sunumunda aktardı.
Sürgünü yaşayan Rumların Yunanistan’da karşılaştığı sorunları ise Maria Kazantzidou ve Eleni Ioannidou “Selanik'te İstanbul Rum Sürgünler”; Emre Metin Bilginer ise “Sürgündeki Rumların Yunanistan'daki Entegrasyon Süreci” başlıklı sunumlarıyla aktardı.
1964 yılında alınan bir kararla on binlerce İstanbullu Rum’un göç etmek zorunda kalmalarının 50. yılında, İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından Küçük Asya Çalışmaları Merkezi, Babil Derneği ve İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu katkılarıyla ve Açık Toplum Vakfı’nın maddi destekleriyle düzenlenen konferans, “20 Dolar 20 Kilo” adlı serginin açılışıyla sona erdi. Göç edenlerin anı ve tanıklıklarının yer aldığı “20 Dolar 20 Kilo” İstanbul Bilgi Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi’nde 30 Kasım’a kadar görülebilecek.
http://www.facebook.com/istanbulbilgiuniversitesi http://twitter.com/bilgiofficial
Gün geçmiyor ki Jeff Koons intihalden suçlanmasın...
Fransız reklamcı Franck Davidovici'nin, Koons’u, 1985’te Fransız giyim firması Naf Naf için yarattığı bir reklamı çalmakla suçlamasından ve eserin Centre Pompidou'da gösterimden kalkmasından sadece birkaç gün sonra Jeff Koons bu kez bambaşka bir intihal vakasıyla gündemde.
Koons'un bu kez intihal yaptığı iddia edilen eser Claude Bauret-Allard'a ait.
Müzeye bir mektup yazarak Koons'un Çıplak adlı eserinin onun bir portresinden "açıkca kopyaladığını" iddia etti.
Müze yönetimi sergi katalogunda olmasına rağmen eserin sergilenmeyişinin mektupla bir ilgisi olmadığı açıklamasını yaparken
Jeff Koons sessizliğini korudu.
"Elektronik kitabın bağımsızlığını ilan etmesinin ayrı bir önemi olduğunu düşünüyoruz". Bu sözler Can Öz'e ait. Can Yayıncılık, Aynısının Yarısı sloganıyla ülkemizde dijital yayıncılık adına önemli ve bize göre tarihi bir karar aldı.
Her ne kadar müzik için alelade bir yılı geride bırakıyor olsak da yayınlanan albüm sayısının çokluğu sayesinde her albümden sadece bir şarkı seçerek bir ilk 100 Şarkı Listesi hazırlayabildim. Listede beğeni sırası yok. Umarım sizler de beğenirsiniz.
David Cronenberg’in son filmi Yıldız Haritası filmekimi’nde gösterimişti. Şimdi Başka Sinema'da. Ayşegül Sönmez, filmi sürrealist değil hiperrealist buldu.
Mimarlık yazarlarımız Yağmur Yıldırım ve Yelta Köm, mimarlık açısından 2014'ü değerlendirdiler. Ve şüphesiz ortaya sarkastik ama optimist bir mimarlık yılı dökümü çıktı.