Sanatçılar çocukluk anılarımızla oynamayı ne zaman bırakacak? Ya da eleştirel bakmak bize pembe masallara inanmaktan daha iyi mi gelecek? Ah bu sanatçılar Disney'den ne istiyor...?!
Aşk bir kimya meselesidir derler. "Kimyası tutanlar" mutlu beraberliklerinin ve yakaladıkları uyumun kalp çerçeveli pozlarını beğenilerimize sunarlar. Mutfak kimyası sayesinde de 40 yıl düşünseniz akıl edemeyeceğiniz, yakışacağını tahmin etmeyeceğiniz lezzet çiftleri ortaya çıkıyor.
14. İstanbul Bienali yaklaşırken ARTINFO, Carolyn Christov-Bakargiev ile Skype üzerinden Art Nouveau, Siri, Aborjinlerin deniz hakları ve İstanbul Bienal’ini nasıl dOCUMENTA 13 çalışmasının bir devamı olarak hissedebileceğimiz hakkında konuştu.
Suriye'de devam eden savaş halkını zorunlu göçle başbaşa bırakırken, bir yandan ülkenin tarihi de ait olduğu yerden koparılıp yasadışı yollarla satılıyor. Gazeteci Mike Giglio ve Munzer el-Awad, Türkiye sınırı boyunca tarihi eser kaçakçılarıyla buluşarak 'yeraltından' yürüyen bu 'tarihi trafiğin' izini sürdü. Konuştukları kaçakçılardan Muhammed durumu şöyle anlatıyor: "Çok fazla hayat ve tarih kayboldu. Suriye artık bambaşka bir ülke."
sanatatak.com astrologu Meltem Ersoy, uyarıyor: 13 Eylül Güneş Tutulması Başak'ta, 28 Eylül Ay Tutulması Koç'ta... Aşk kapıyı çalınca keşke yapacak başka işlerimiz olmasaydı...
"Şimdi kendisinin “Frippertronics” adını verdiği bir ekiple çalışıyor. (Fripp, “Frippertronics”i temelde şöyle tarif ediyor Fripp ve Eno eksi Eno). Bu tanımı farklı durumlara da uyguluyor. Sohbetimiz süresince birkaç defa ifade etmiş olduğu gibi yapması gereken şeyleri hayata geçirmek için nadiren yeterli vakti oluyor. Biz konuşmamızı sürdürürken giyiniyor, gitarının tellerini değiştiriyor ve bir diyapozom yardımıyla gitarını akord ediyor." Evet kesinlikle bu bir Robert Fripp konuşmasıdır. Ve doğrusunu isterseniz mükemmel bir konuşmadır. Çeviri: Özlem Akarsu
‘’Araf’taki Ermenilerin Hikâyesi’’, coğrafyanın kader anlamına geldiği bu toprakların en kadim halklarından biri olan Ermeniler ve yaşadıkları hakkında, ne yapılsa hala bir türlü halının altına süpürülemeyen gerçekleri, yaşanmış hikâyeler eşliğinde tek tek önümüze koyuyor.
Carolyn Christov-Bakargiev metni kurarken hiç riske girmemiş; her şeyden bir damla koymuş... Biraz da bilim tamamdır! Hiç istisnasız 14. Bienal metni, dünya çağdaş sanat tarihindeki en “laf salatası” çerçeve olarak yerini alacaktır.