A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Roman

Abluka’nın yönetmeni Emin Alper: Düşman bu kez Tepenin Ardında değil

Son dönem Türkiye sinemasında ilk filmi Tepenin Ardında ile heyecan uyandıran ve dikkatleri üzerine çeken Emin Alper’in ikinci filmi Abluka vizyona çıktı. Abluka merakla beklenen filmlerden biriydi; galasını yaptığı Venedik Film Festivali’nde ana yarışma bölümünde Jüri Özel Ödülü’nü kazandı ve eleştirmenler filmden övgüyle bahsetti. Ülkemizde Adana Altın Koza Film Festivali’nde de en iyi film başta olmak üzere beş ödüle layık görüldü. Abluka; yoğun bir politik şiddet ortamında yıllar sonra bir araya gelen kardeşlerin, Ahmet ve hapisten şartlı tahliye edilen Kadir’in hikâyesine odaklanıyor. Paranoya ve komplo teorilerinin öne çıktığı film gerçekle hayal arasında ince bir çizgide ilerlediğinden filmi izlerken seyirciye çok iş düşüyor. Filmin başrollerinde Mehmet Özgür ve Berkay Ateş yer alıyor; onlara Tülin Özen, Müfit Kayacan ve Ozan Akbaba eşlik ediyor. Abluka'nın mimarı Emin Alper'e filmin anatomisini sorduk.

Tıpkı yağmurda gözyaşları gibi gelecek

“Bütün bu anlar zamanın içinde kaybolacak, yağmurda gözyaşları gibi” Latifa Echakhch’ın sergisinin ismi. Bu isim bir bilim kurgu filminin son sahnesinden alınmış, devamı ise: “Şimdi ölüm zamanı!” Bu sade ama sert sergi derin sularda gezinip şiirsel bir estetiğe bulaşarak Türkiye ve Ortadoğu’nun kaderini sorunsallaştırmış.

Salondaki Mozart, sokaktaki Mozart

İnsan keşfedince “nasıl da gözümden kaçmış” demeden edemiyor. Oldukça geniş ve her ferdi yetenekli Coppola ailesinden Roman Coppola ve Jason Schwartzman’ın dizi projesi Mozart in the Jungle, aslen obua sanatçısı olan Blair Tindall’ın Sex, Drugs & Classical Music isimli hatıratına dayanarak yaratılmış.

Sinema için Selanik vakti!

56. Selanik Film Festivali 6-15 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor. Türkiye'den Tolga Karaçelik imzalı “Sarmaşık” Altın İskender için yarışacak. “Mustang”, “Abluka” ve “Ana Yurdu”nun yanı sıra kısa filmler “Salı” ve “Gri Bölge” Balkan Survey bölümünde gösterilecek.

Siborg Manifestosu I

Feminist kuramcı Donna Haraway, 14. İstanbul Bienali küratörünün 'ondan çok etkilendim' referansı ve bienal kataloguna "benim için çizimler her zaman canlı gerçekliğin gücü ile biyolojik ve edebi ya da sanatsal olanın bir araya geldiği yerdir. Kendi bedenim de tam anlamıyla işte böyle bir çizimden ibarettir" sözlerini bienal kataloguna alıntılamasıyla yeniden ilgi alanımıza girdi. Haraway'in meşhur Siborg Manifestosu'nu tekrar okumak şart oldu. Ve elbette bazı bölümleri sizler için taze taze yeniden çevirmek...  Çevirmenlerimizden Billur C.Yılmazyiğit'e derin teşekkürlerimizle...

 

Beyaz Gotik!

Monophobia gözü kapalı bir kendinden eminliğin heykelleri… Vahşilikle, doğanın, anima’nın, beyazı dost edinmiş bir gotiğin öz güveni… İhtiyacımız olan bir cüret!

Zero eşittir: Evrim çarpı Devrim!

Sanatçı Ali Emir Tapan soruyor, Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu ve Sergiler Yöneticisi Hüma Arslaner yanıtlıyor. Bu söyleşi Zero sergisini hem tanıtıyor hem özetliyor. 

Ali Emir Tapan: Peki sence bu yenilikçi yaklaşımın ne kadarı tepkisel? ZERO karşıtlığın ötesine geçen bir akım bence...

Hüma Arslaner: Evet, aynen... ZERO karşıt olma amacıyla yola çıkmış bir düşünce biçimi değil. Daha ziyade dönüştürücü, yeni bir alan açma dürtüsünden söz edebiliriz.


 

Saçlara tüy takmanın 12 maddede tarihi

Saçlarımıza kondurduğumuz rengarenk tüylerin geçmişi, 20. yüzyılın ilk yarısını saran kuş katliamına son protestolarıyla başa baş giden modaya kadar gidiyor. Her birimizin soğuktan kaçmak için de tercih ettiği kaz tüyü montları da düşünürsek bu geçmişe bir göz atmak ilginç olabilir.

2024-11-06 15:25:42