20.yüzyıl Avrupası’nın detaylı bir portresini yaratıyor Jaume Cabré. 830 sayfalık bu destansı roman, yazarın Türkçedeki ilk romanı...‘İtiraf Ediyorum’, okuduğum en özel iki üç romandan bir tanesi…
TV dizileriyle Amerikan Gotik tekrar dönüyor. Twin Peaks, True Dedective ve daha niceleri. Tekinsizliğin geri dönüşü. Evet! Kasaba tekrar dönüyor... Zaten bir yere gitmemişti.
IŞİD, yakıp yıktığı şehirlerdeki tarihi eserleri de beraberinde binlerce parçaya ayırırken, bu yüzyıllar öncesinden kalan eserleri vatanından koparıp başka bir coğrafyada kapalı müze duvarları içinde korumak mı daha akıllıca yoksa ait olduğu yerde geride bırakmak mı? Artinfo'da yayınlanan bu makale, böyle bir kriz durumunda koleksiyonerliğin önemini tartışıyor.
Bohemia’nın gerçek adı, daha doğrusu gerçek dünyadaki karşılığı, Lümpen proletarya’dır: yeni toplumsal sınıflar arasında yer edinemeyen belirli bir kesimin –topraklarına el konulan çiftçiler, işsiz esnaf ve zanaatkarlar, parasız aristokratlar, fahişeliğe zorlanan taşra kızları- içine düştüğü tampon bölge.
Fransız psikanalist Jacques-Alain Miller'ın Hanna Waar ile yaptığı aşk üzerine söyleşiyi çeviri ekibimizden Özlem Akarsu çevirdi: "Aşk çıkışı olmayan bir yanlış anlamalar labirentidir."
Supercommunity'nin 54. Venedik Bienali çerçevesinde çeşitli sanatçı, yazar ve filozoflardan yayınladığı yazıları Türkçe'ye çevirmeye çevirmenimiz Özlem Akarsu'nun değerli katkılarıyla devam ediyoruz. Bu kez David Hadge ve Hamed Yousefi'nin Kusursuz Yerellik: Çağdaş Küresel Sanat ve Eşitsiz Gelişim başlıklı yazısında sıra...
(Özlem Akarsu, çevirisinde Residence Programı'nı Misafirhane olarak kullanmayı tercih etti.)
Bir İstanbul Ermenisi… Lübnan’dan kalkan zaman treninin, İstanbul durağındaki ‘kara kedi’si, Roma’nın paparazzisi… Fellini’nin La Dolce Vita’sı İtalya’nın Aichè Nanà’sı… Bir dansöz…