A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Paris

Mutluluğun sırrı punk ve metal dinlemekte

Bugüne kadar yapılan araştırmalar saldırgan yapacağını iddia edip onu evcilleştirmeye çalışsa da Avustralya’da yapılan yeni bir araştırmaya göre 80'lerin ve 90'ların punk ve metal müziği dinleyicileri  sakinleştiriyor, kritik düşünceye sevk ediyormuş. Bu bilgi bile bugün Paris'te Eagles of Death Metal konseri esnasında saldırıya uğrayan masumları düşündükçe ayrı bir etki yapıyor. İnsanlığın maruz kaldığını koca bir trajedi olarak düşünmeye yetiyor ve artıyor.  

Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit

Fransa’da müzeler ziyarete açıldı

Fransa Kültür Bakanlığı, ülkede Paris'teki saldırılar sonrası kapatılan müzeler yerel saat ile 13:00'te yeniden açıldı. Müzelerin açılışı öncesi saldırılarda hayatını kaybedenler anısında bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Fransa'da sinemaların çoğu ise dün açılmıştı.

İzlenecek bir yol: Piotr Piotrowski’yle söyleşi

Okuyacağınız söyleşi geçtiğimiz günlerde vefat eden Piotrowski’nin küresel sanat tarihi üzerine organize ettiği ve Lublin, Polonya’daki "Küresel Bakış Açısıyla Batı Avrupa Sanatı: Geçmiş ve Bugün" konulu uluslararası bir konferans sırasında gerçekleştirildi.

Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit 

Saatler durdu: Cengiz Çekil (1945-2015)

Cengiz Çekil aniden gitti. Saatleri bir ileri bir geri almakla meşgul tam da onu ve Saat Kaç'larını hatırlamışken bu gidiş çok ani oldu. Hazırlıksız yakalandık. Genel yayın yönetmenimiz Ayşegül Sönmez'in 2008 tarihinde Yapı Kredi Kazım Taşkent sanat galerisindeki sergisi vesilesiyle yaptığı konuşmayı yayınlayarak onu onun sözleri, ağırbaşlı, alçakgönüllülüğüyle hatırlayarak uğurluyoruz:

"Asal takıntı, ölümlü olmamız. Ölümlü olmak, yani dünyada insanların temel trajedisi zamanla alakalı. Kedileri ve köpekleri bilmem ama insanoğlu öleceğini biliyor. İnsanların temel trajedisi. Mesele bu."

Louise Bourgeois: Melankoli ve Tekinsizlik

Psikiyatrist Alper Şahin, Louise Bourgeois eserleri karşısındaki izleyicinin psikanalizini yapıyor:

"Bu sarsıcı deneyimin kişide oluşturduğu boşlukla baş etmek için izleyenler satın alınacak nesnelere sarılmıştı. Peki bu boşluk da neyin nesi?"

“Sanatım bir tür restorasyon”

Yarın akşam 18.30'da sanatatak genel yayın yönetmeni Ayşegül Sönmez, Akbank Sanat'taki Louise Bourgeois sergisinden hareketle Tomur Atagök, Eser Selen, Tuğçe Tuna, Erinç Güzel, Gülçin Aksoy, Selin Kocagöncü ve Yağmur Yıldırım gibi farklı disiplin ve kuşaklardan yazar, mimar ve sanatçıları bir araya getirerek Bourgeois'nın sanat üretimini tartışmaya ve ilhama açıyor. Biz de 14 Ekim 2007 tarihli Rachel Cooke'un sanatçıyla yaptığı önemli söyleşilerinden birini Billur C. Yılmazyiğit'in çevirisiyle yayınlamayı görev biliyoruz.

Tıpkı yağmurda gözyaşları gibi gelecek

“Bütün bu anlar zamanın içinde kaybolacak, yağmurda gözyaşları gibi” Latifa Echakhch’ın sergisinin ismi. Bu isim bir bilim kurgu filminin son sahnesinden alınmış, devamı ise: “Şimdi ölüm zamanı!” Bu sade ama sert sergi derin sularda gezinip şiirsel bir estetiğe bulaşarak Türkiye ve Ortadoğu’nun kaderini sorunsallaştırmış.

Osman Hamdi Bey’le ilgili rüşvet iddiaları

Aktüel Arkeoloji dergisi Eylül- Ekim sayısında ‘Osman Hamdi Bey neden istifa etti?’ başlıklı Yaşar Yılmaz imzalı yazıya göre Osman Hamdi Bey, müze görevi sırasında yabancılardan 'rüşvet' almış.

30 yıla yakın süre boyunca üstlendiği Müze-i Hümayun müdürlüğü görevi süresince, Osman Hamdi Bey’in usulsüz arkeolojik kazılar yapılması ve çıkarılan eserlerin Avrupa müzelerine taşınmasına göz yumduğunu, arşiv belgeleri eşliğinde, ortaya çıkaran Yılmaz’ın yazısına göre; arkeoloji alanındaki adımlarını kolaylaştırmak isteyen büyük güçler, eski eserler konusunda tek yetkili olan Osman Hamdi Bey’le ilişkilerini sıcak tutmaya çalışıyorlardı.

Osman Hamdi, Bağdat vilayeti sınırları içinden eser taşıyan Fransızlara yardımcı oluyor, Fransızlarsa Osman Hamdi Bey’in bu iyiliklerine teşekkür için onun Paris’te bir sergiye katılan ve bugün kayıp olan ‘Mezarda Türk Kadınları’ tablosunu 4000 franga satın alıyor, yetmiyor, bir de kendisine fahri doktora veriyorlardı.

"Assos eserlerini Amerikalılara verdi Osman Bey, Fransızlara bunca ayrıcalık tanırken, ABD’lilere ise Anadolu’dan eser taşımaları ve kazı izni almaları konusunda güçlük çıkarıyordu. Boston’dan iki arkeolog Assos’tan (Behramkale) kazdıkları eserleri götürmek istiyor ama eserler sandıklar içinde bir buçuk yıl bekletiliyordu. Hâl böyle olunca, ABD’liler de Fransızların yöntemini benimsediler. Osman Hamdi Bey’in Chicago sergisi için ABD’ye gitmiş ‘Cami Önünde’ adlı tablosunu 6000 franga satın almakla kalmadılar, kendisine Pennsylvania Üniversitesi’nin fahri doktora kararını da bildirdiler."

Yılmaz’ın iddiasına göre, ABD’lilerin bu girişimlerinden sonra, yalısındaki bir davetten ayrılmak üzere kendisiyle vedalaşan ABD’li arkeoloğa Osman Hamdi Bey, “Şu sandıkları ne zaman alacaksınız?” diye sormuş, aldığı “Majesteleri ne zaman emir buyurursa” yanıtı üzerine, “Verdim bile” diyerek Assos’taki eserlerimizin iznini ‘verivermişti’.

Yaşar Yılmaz’ın verdiği bir diğer örnek ise, kabartmalarını 15 santimetre kalınlığında ‘kesip’ Berlin’deki Pergamon Müzesi’nin duvarlarına yapıştırdığı Bergama Zeus Sunağı gibi daha pek çok önemli eseri gemilerle Almanya’ya taşıyan Carl Humann’ın Bergama kazılarına ve eser kaçırmasına göz yummuş olması.

Humann, Bergama kazı raporlarına, “Bunların hepsi Hamdi Bey’in müsaadesiyle gerçekleşti. Bu yüce davranışa karşılık bir hediye niteliğinde iki adet eksiksiz sayılabilecek Bergama’da bulunmuş Ammon ve Hermafrodit heykelleri kendilerine hediye edilmiştir” diye not düşmüş.

Aktüel Arkeoloji dergisindeki yazıda ayrıca; Bergama, Priene, Magnesia, Milet eserlerinin Osman Hamdi Bey’in uygulamakla sorumlu olduğu 1884 Asar-ı Atika Nizamnamesi’ne karşın götürülmüş, müze salonlarının bu eserlerle doldurulmuş olduğu, dahası Osman Hamdi Bey’in ofisine sadece birkaç yüz metre uzaktaki Ayasofya haziresinde bulunan II. Selim’in türbesinin çinisi ile Piyale Paşa Camii’nin çinilerinin Fransızlar tarafından soyulmasından bile habersiz oluşu yazıyor.

2024-11-05 12:28:44