Hollanda'dan Van Abbe Müzesi, İstanbul’dan Salt, Madrid’den Reina Sofia müzesinin de katıldığı 1980’lere odaklanan Avrupa sergilerinin derdi pekala 'Avrupa projesini terk etme' olarak özetlenebilir. 'Öykü anlatıcılığının yerelleştirilmesi’ olarak da… 'Süreçlere odaklanmak' ve 'heterotopya aracılığıyla' 1980’lerin yazılmamış tarihlerinin neoliberalizme rağmen direnenlerin öyküsünü hem estetik hem de sosyal işaretler olarak çıkarmak da…
Cannes Film Festivali’nden hep “iyi film” ve ödül haberi verecek değiliz… İşte Resmi Program’ın en kötü dört filmi! O kadar kötüler ki merak edip izlemek isteyeceksiniz!
...Yönetmen Guy Cassiers de yaşadığı çağa tanıklık etmekten kaçınmayan, duyarlı ve anti-faşist bir sanatçı… O “Ben politikacı değilim, ama onlara savaşın anlamsızlığını ve dehşetini sahnede fotoğraflarla gösterebilirim’’ diyor. Savaşı, soykırımı, kötülüğün sıradanlığını anlatan oyunlara karşı ilgisiz kalamıyor...
20. İstanbul Tiyatro Festivali 3 Mayıs Salı günü Maslak Ayazağa’daki Uniq Hall, Uniq İstanbul’da başladı. Açılış oyunu olarak seyirci karşısına çıkan ‘’Godot’yu Beklerken’’, İrlandalı şair ve yazar Samuel Beckett’in 1949 yılında Fransızca yazdığı ilk dönem yapıtlarından biriydi.
28 Mayıs'a kadar sürecek festival Türkiye’den ve yurtdışından çeşitli oyun, dans, performans ve yan etkinliklerden oluşan zengin bir programla tiyatroseverlerle buluşacak.
Genel yayın yönetmenimiz ve kurucumuz Ayşegül Sönmez'in babası Avukat, Dadyadost Galerisi Kurucusu Turgay Sönmez'i kaybettik. Cenazesi 28 Nisan 2016 Perşembe günü Karacaahmet Şakirin Camii'nde ikindi namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedilecektir.
15. İstanbul Bienali'nin küratör ikilisi bir sanatçı duo. Bunun manevi anlamı büyük. Elmgreen ve Dragset ikilisinin ise yapacakları kestirilemez ve kesinlikle şimdiden söylüyorum ilginç ve "etkin" olacaktır. İlk çıktıkları zamandan beri hevesle takip ettiğim ikilinin en büyük özelliği tam da bu söyleşide teyit ettikleri gibi izleyiciyle değil de sanat dünyası denen sistemle uğraşmaları bazen tiyatro bazen heykel bazen olmayan bir Prada dükkanı yapma özgürlüğüne, cesaretine ve neredeyse Beckettyen bir mizaha sahip olmalarında. Onları en iyi yine bir sanatçı ikilisi tanıtır diye düşündüm ve Ben Hunter ile Nicholas Shorvon'un onlarla yaptıkları söyleşiyi Özlem Akarsu her zamanki titizliğiyle çevirdi.