A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Nada

DÜŞÜŞ VE ACTIO IN DISTANS Her Düşenin Kanadı Yoktur

Nietzsche'nin yazdığı bazı fragmanlarda ortaya çıkan ve filozofun actio in distans tutkusunu kanıtlayan ayrıntılara pek girmeyeceğim ama burada altını çizmek istediğim şey, uzaktan etki konusunun düşmekle ilgili herhangi bir tartışmada düşme, düşebilme eylemlerini komplikasyona uğratarak, her düşüşün bir ayakta kalma mücadelesi olduğunu savunmak olacak.

“Önemli olan düşüş değil, yere iniştir”

Küratörlüğünü Selen Ansen’in yaptığı; Bas Jan Ader, Phyllida Barlow, Cyprien Gaillard, Ryan Gander, Mikhail Karikis, Uriel Orlow, VOID ve Anne Wenzel gibi sanatçıların eserlerinden oluşan “Her Düşenin Kanadı Yoktur” adlı sergi yerçekimine bağlı olarak yükseliş ve düşüş arasındaki inanılmaz uyuma odaklanmasının yanı sıra kendi elimizle doğayı katlederek nasıl bir çöküşe doğru ilerlediğimizin eleştirisini sunuyor.

Düşünsel iade-i itibarımı istiyorum

...Cumhurbaşkanı da, ayna evresindeki örneğe geri dönülecekse, aslında kendisi ve imgesi olmak üzere, iki kişidir. Beni ilgilendiren, onun göründüğü, temsil ettiği imgedir. Derste söylediklerim bunlardı. Geri kalanı, eğer söylenmişse, her vatandaşın, sohbet sırasında sarf edebileceği sözlerdir. Ve kamuoyunda anılan bir isim, asla onun kendisi değil, her zaman imgesidir... 

“Biriyle karşılaşmanızda ilk izlenim ne kadar önemliyse kapak da o kadar önemli”

 

Can Yayınları’nın kitaplarının tasarımcısı Utlu Lomlu bu yıl Amerika’da The Type Directors Club, Certificate of Typographic Excellence ödülüne layık görüldü ardından da geçtiğimiz ay Venedik Bieanali’ne Hera Büyüktaşçıyan için hazırladığı sanatçı kitabıyla sanatsal katalog alanında EdBronze, Albert Camus’nün “Bütün Oyunları” ve George Orwell’in Paris ve Londra’da Beş Parasız kitaplarının kapak tasarımları ile European Design Awards 2016’da EDSilver ve EdBronze ödüllerini aldı. Biz de Viyana’da gerçekleştirilen törenin ardından kendisi ile kitap tasarımları hakkında konuştuk. 

Şebnem İşigüzel’den yanıtı zor soru: Özgürlük Uğruna Ne Yapabilirsin?

Şebnem İşigüzel'in son romanı Gözyaşı Konağı'nın iki esin kaynağınden biri Büyükada'dan gitmesini hiç istemediğimiz Adrian Villar Rojas'ın Annelerin En Güzeli yerleştirmesi diğeri Sophia Coppola'nın Marie Antoinette'i... Kadınların birbirlerinin kurdu ve kuşu olduğu bu romanda tarih de adeta kahramanlardan biri. 19. yüzyıl sonu bu Ada hikayesinin, en güçlü tarafı şiddette sınır tanımamasıyken ilginçtir zaafı aşka sınırlar koymasında. Şebnem İşigüzel ile son romanını konuştuk:

"Zaten roman fikri ilk öyle bir görüntüyle geldi. Fowles da roman fikirlerinin hep bir anlık görüntülerle geldiğini anlatır. Hoca Ali Rıza’nın mehtabı seyreden dervişler tablosu filan hep zihnimin bir köşesinde ışıldamıştır. Abdullah Biraderler’in o dönem çektiği portreler. Sonra Bienal’deki Rojas’ın işi, Tüm Annelerin En Güzeli. Çağdaş sanatla bağımı hep canlı tuttum zaten. Takip ettim, izledim, katıldım. Yeri geldiğinde ilhamımı oradan alıyorum çünkü. Hakikaten çağdaş sanat, ruhumun derinliklerinde bir şeyleri uyandırıyor."

1980’leri aralamak baştan yazmak

Hollanda'dan Van Abbe Müzesi, İstanbul’dan Salt, Madrid’den Reina Sofia müzesinin de katıldığı 1980’lere odaklanan Avrupa sergilerinin derdi pekala 'Avrupa projesini terk etme' olarak özetlenebilir. 'Öykü anlatıcılığının yerelleştirilmesi’ olarak da… 'Süreçlere odaklanmak' ve 'heterotopya aracılığıyla' 1980’lerin yazılmamış tarihlerinin neoliberalizme rağmen direnenlerin öyküsünü hem estetik hem de sosyal işaretler olarak çıkarmak da…

2024-11-05 09:29:41