A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Mimari

Yazı yazmak da sergi yapmak da mimarlığa dahil

10. Arkitera Ödülleri’nde “Genç Mimar Teşvik Ödülleri”nden birini kazanan Yelta Köm ile mimarlık pratiğini konuşmak için buluştuk, mimarlık camiasına bakış açısından mimari uygulamaların çeşitliliğine uzanan geniş yelpazede bir sohbet oldu: “Mimarlıkta bina ve proje yapmak dışında başka şeyler de yapılabildiğini görmek bence heveslendirici bir şey.” 

Geçmişin kilit taşları

Rem Art Space, 3 Şubat-6 Mart tarihleri arasında ‘Kilit Taşı’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi farklı tekniklerde oluşturulmuş resim, heykel ve yerleştirme çalışmalarını bir araya getiriyor.

“Gelişigüzel değil hiçbir şey”

Penguen dergisi çizeri ressam Cem Dinlenmiş'in son sergisindeki resimleri hayli dinlenmiş. İyi olmuş. Kendine özgü, geçmişine göre daha az kullanışlı ve evcil daha eleştirel olmayı başarmış görünüyorlar. Çocukluğumuzun Unicef kartlarından çocuklarımızın çıkartma kitaplarında gelişigüzel yapıştırdıkları çıkartma tanzimlerine, Türkiye naif resmi örneklerinden büyük usta Bruegel'i de içine alan bir melez dilde konuşuyorlar. 

 

Beyoğlu Nasıl Kurtulur? I

Korhan Gümüş tarihsel bir perspektifte geçmişi ve bugünü hatırlayarak hatırlatarak yanıtlıyor: Beyoğlu Nasıl Kurtulur? "...önce "kurtarıcılar"dan kurtarmak gerekiyordu Beyoğlu'nu. Çünkü bu “kurtarıcılar” kamu gücünü kullanarak yarattıkları sınıfsal çelişkiyi azınlıklara karşı halkı kışkırtarak örtmeyi, gizlemeyi başarıyorlardı..."

Oryantalizmin ustaları Antik Palace’ta

Türkiye’nin önde gelen koleksiyoncuları en değerli oryantalist tablolarını toplumla paylaşıyor. Antik Palace’ta 15 Şubat kadar açık kalacak sergide oryantalizm sanatının usta isimlerine ait değerli tablolar sergileniyor.

Adnan Yıldız’dan Bedri Baykam’a: “Bu, Halil Altındere’ye haksızlık”

 

Küratör Adnan Yıldız, Kullanma Kılavuzu üzerine Bedri Baykam'ın yazısıyla başlayan tartışmaya ilişkin sanatatak.com'a özel olarak yaptığı açıklamada Bedri Baykam'ın bazı sorularını yerinde bulsa da Baykam'ın objektif bulduğu Hasan Bülent Kahraman tarihini eleştirdi:

 

"Bedri Baykam'ın bazı soruları yerinde ama..."

 

“User’s Manual” tartışmasını Türkiye’de bir zamanlar bienalin nasıl algılandığını hatırlarsak, kim var-kim yok kısırlığından çıkarmak lazım. Elbette Bedri Baykam’ın bazı soruları yerinde, mesela -nerede Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar ama bu soruyu Arter’deki İstanbul ve içme suyu projelerini hatırlatarak çalışkan küratör CCB’ye ya da genel anlamda galeri, kurum ve küratörlere sormak hatta sanatçıların kendisine sormak daha anlamlı olur. Diğer yandan, sanat pratiğini editör ve küratörlükle beraber yürüten Halil Altındere’nin bir görünürlük motivasyonu ya da üstünlük mücadelesi üzerinden ilerlediğini söylemek ona da haksızlık.

Ama bütün bu araştırma ve üretime sadece, -Süreyya Evren’ın sığ bir okumaya hapsettiği- siyasi iklim üzerinden bir etki-tepki önermesi olarak bakamayız, zira dünya değişiyor. Artık doğayı taklit eden bir modern sanatın ötesinde, sanatın propaganda ya da eleştiri üzerinden illüstrasyonlaştığı okumaları geçtik. Kültürel referans ve birikim üzerinden, çoğullar ve modernler üzerinden kurulan bir tarihler toplamının imkansızlığını konuşalım.

Özneden, hayalgücünden ve ilhamdan bahsedelim. İnternette dolaşan tarihten ne haber?

Ulusalcı Baykam bütün siyasi defosuna rağmen Kahraman’ı objektif buluyor. Aynı Kahraman beni o kitapta çok güldürmüştü.

Ahmet Öğüt’ü Seksenler'den çıkarttı, yok kendi küratörlüğünden 3. tekil şahıs şizofrenisiyle, Beral Madra ve Vasıf Kortun ile beraber ‘çekirdek kadrodan’ diye bahsetmişti. Yok, bu da fazla.

Thomas Hirschhorn işi gibi bunlar. Too too Much Much.

Tarih yazmak, başlı başına bir görsel okumalar ve görsel düşünmeler sorunu.

Gelin şehrin haritasına bakalım. Masada programları yürütenlerin kim olduğunu görelim. Uluslararası düzeyde tek araştırma ve prodüksiyon yapan Salt’ta Vasıf Kortun’un modernizm, sosyoloji ve mimari araştırma kanalları dışında uzun vadeli bir proje var mı? Arter’se işleri kutularından çıkarıp asmaktan öte bir üretim imkanı, üzerinden milyonlarca insan geçen bir lokasyonda olduğunu anlamaya çalışan katılımcı bir projeye yer verdi mi?

Aksanat’ta gördüklerimiz konusunda çok acımasız olacağım. Ne fotokopiden Marcel Broodthaers ne de üç boyutsuz, ikinci el ve fotoroman seviyesinde metinlerle döşeli bir Louise Bourgeois. Mezar kazıcılığı. Istanbul Modern’inse sorunu aşılamayan türden bir muhafazakarlığa övgü. Cennet Cehennem, Kayıp Dünya...

Masada birbiriyle konuşanlar bunlar olunca ne tarihten bahsetmek gerek ne de listelerden. Bence şehrin sanat haritasından ve bu haritadaki noktalardaki programları yürütenlerden bahsetmek gerek. Takvimlemek demenin programlamak demek olmadığı gibi, sunmak da sergilemek ve sergi yapmak değildir."

Tartışmayla ilgili diğer yazılar için:

Ali Şimşek yazdı:

http://sanatatak.com/view/Versiyon-Iki-Sanat-Tarihi-ve-Sol-Liberalizm/2056

Bedri Baykam yazdı:

http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-kafasina-gore-yazmak/2051

Esra Aliçavuşoğlu yazdı:

http://sanatatak.com/view/Sanat-tarihini-sadece-sanat-tarihciler-yazmaz/2059

Fenci güzel sanatlar okur mu hiç!

Tasarım adına yılın güzel gelişmelerinden bir diğeri, yaptıkları başarılı mimari ve mekan tasarımları ile tanıdığımız bol ödüllü Atilla Kuzu ve Levent Çırpıcı’nın, özgün tasarım çalışmalarını OZON adı altında yeni bir stüdyo girişimi haline dönüştürmeleri oldu. Ozon bence bu topraklardan çıkmış ve yıllar önce Obuz kardeşlerin benzer bir yaklaşımla ortaya çıkardıkları ve sessiz sedasız büyütmeye devam ettikleri ILIO kadar değerli bir girişim.

2024-11-05 12:37:05