1991 yılında kurulan TEPTA Aydınlatma, 25. yılının onuruna "ışık" kavramını görsel bir biçimde tartışmaya açtı. İstanbul Modern'de 19 Ekim tarihi... devamı...
Türkiye'nin ilk melek yatırım organizasyonlarından GBA (Galata Business Angels), bu yıl 3-6 Kasım arasında gerçekleşecek Türkiye'nin ve bölgenin uluslararası ça... devamı...
Onu sevmek için bir nedene daha ihtiyacımız yoktu ancak o yine de cömert davranıyor. Kendall Jenner, W Magazine için çekilen videoda performans sanatını deniyor... devamı...
Bob Dylan
Başlıktan tahmin edebileceğiniz gibi, geçen hafta 2016 yılının Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan müzisyen-ozan ve yazardan bahsediyorum. Yeni yayımlana... devamı...
“Er ya da geç Milano takımlarına bir üçüncüsü eklenecek. Bu takım neden AS Velasca olmasın!” Bu düsturla yola çıkan sanatçı Wolfgang Natlecen ve arkadaşları, geçtiğimiz sezon başında bir futbol takımı kurdular. Her ne kadar oynadıkları ilk sezonda sondan ikinci olsalar da bu yolda kararlılıkla ilerliyorlar.
Geçmişte önemli ve kıymetli işlere imza atmış yönetmenlerin ve senaristlerin artık iş yapamadığı, yaptırılmadığı bir ortamdan bahsediyoruz. Medyada, sporda ve ardından da sanatta da çölleşen, tek tipleşen bir ülkeyi anlatıyorlar.
Dev yaratıcı, sanatçı, müzisyen Bob Dylan'ın 2016 Nobel Edebiyat ödülünü alması kütür dünyamızda bugün edebiyatın geldiği nokta kadar tıkandığı noktaları aydınlatacak bir tartışmayı alevlendirdi.
Sanatatak yazarı Efe Beşler bu hafta ve her hafta yeni çıkan kitaplardan en önemlilerini seçiyor. Bu haftanın önerileri: Müptezeller, Türkiye’de Çerkes Diasporasının Siyasi Tarihi, Canların Cinsiyeti ve Muzaffer Oruçoğlu Anlatıyor: Zavot'dan Vartinik'e
H&M sözcüsünün söylemek istediği şu: "Biz reklam firması Forsman & Bodenfors ile bir araya gelip bizim en son ucuza mal edilmiş, kalitesiz giysilerimizi satmakta bize neyin yardımcı olabileceğini tartıştık. Feminizm ve pozitif beden üzerinde karar kıldık, çünkü bunun son zamanlarda moda ve popüler olduğunu fark ettik."
SALT Galata’da açılan Tek ve Çok adlı sergi, endüstriyel üretimin çokluğuyla, sanatsal üretimin tekliği ve biricikliğine odaklanıyor gibi görünse de her iki alanın kopya ve taklitten kurtulamayacağının altını çiziyor.