Ayşegül Sönmez'in 19 Haziran 2005 tarihinde Nuri İyem'in vefatının ardından yazdığı yazısını bugün Evin Sanat Galerisi'nde açılacak Nuri İyem 100 yaşında sergisi nedeniyle yayınlıyoruz.
Hale Tenger, “Nerden Geldik Buraya” sergisi dâhilinde Salt Galata’da oluşturduğu evde ‘kalıcı’ geçmişin, anıların kapısını aralıyor. ‘80’li yılların ağırlığını tam da Cizre’de ölülerin buzlara sarıldığı, ürkütücü bir milliyetçiliğin sesinin kornalar, ırkçı saldırılarla arttığı günlerde konuşuyoruz.
28 Kasım'a dek Dünyadan Büyük sergisiyle Akbank Sanat'ta olacak Louise Bourgeois şöyle diyor: Sürrealizm benim için lanet bir şey. Çünkü sürrealistler her şeyle dalga geçtiler. Bense hayatı bir trajedi olarak düşünüyorum. Çeviri: Hale Eryılmaz
Son aylarda iki muhteşem kitap okudum: Bir de, bu iki muhteşem kitabın diyeti olarak, çok berbat bir kitapla karşılaştım. İkiye bir, eh gene de oldukça adaletli sayılabilir, hele bu dünyada kötünün iyiden daha fazla yer tuttuğu düşünülürse.
Temas Noktası üst başlığını taşıyacak bu yazılarda tür ayrımı olmayacak, takip ettiğim, okuduğum kitaplardan bende kalanları, bu kitapların çağrıştırdıklarını, harekete geçirdiği düşünceleri, gönderdiği diğer kitapları, o kitaplarla kurulan ilişkileri, yalın bir dille, soyutlamaktan çok somutlamaya çalışarak yazacağım.
Her ne kadar dağınıklığı ya da yaygınlığıyla başlamadan önce bizi endişelere sevk etse de hiç de korktuğumuz gibi çıkmadı 14.İstanbul Bienali. Bienallerin her geçen gün arttığı, arttıkça büyüdükçe ve her seferinde bir Star tarafından küreyt edildikçe çoğalan endişelerimizi gözden geçirtircesine üstelik...
Çocukluğunun bir dönemi 1980’ler ya da 80’lerin sonuna yetişmiş bir nesil için A Nightmare on Elm Street ve Freddy film izlemeyi sevmek demekti; maceraperest çocuk ruhun film ve sinema okyanusunda keşif yapmasına sebep olan ve her zaman çekici gelen yasak bir meyve gibiydi. Gece yatağa girildiğinde korku sebebiydi, karanlıkta sokaklarda yürürken her köşe başına temkinli bir bakış ve uykuya yenik düşmeden önce edilen duaların sorumlusuydu. Wes Craven’in bir daha çıkmamacasına akıllara kazılmasıydı.
Dün akşam Şişli Kültür Merkezi'nde gösterimi yapılan Yeni Yaşam belgeseli, özellikle gerçek savaş sesini yanılsamasız aktarışıyla, yani o doğal sesiyle, bitmiş bir belge olmaktan ziyade deneysel bir film etkisine sahip. O yüzden bir belgesel ve ondan çok daha ötesi... Aynı zamanda kadınları merkeze alışıyla, onların gözünden savaşı aktarışıyla, reklam ve film dünyasındaki kadının o mevcut kurgusunu alt üst edecek Yeni kadın kahramanlar, pozisyonlar armağan ediyor bize. Kobane savaşını belgelemeye çalışan ve o sırada ister istemez yaşam mücadelesi veren ve verenlere tanık olan yönetmen Veysi Altay'la konuştum.