14. Bienal, Vasıf Kortun ile kaybettiği "kayıp kıta"yla tekrar barışmak istiyor sanki. Pentür, kavrama sığamayacak konvansiyonel işler, füzen ve de çizgi tekrar buyur edilmiş mekana.
Çocukluğunun bir dönemi 1980’ler ya da 80’lerin sonuna yetişmiş bir nesil için A Nightmare on Elm Street ve Freddy film izlemeyi sevmek demekti; maceraperest çocuk ruhun film ve sinema okyanusunda keşif yapmasına sebep olan ve her zaman çekici gelen yasak bir meyve gibiydi. Gece yatağa girildiğinde korku sebebiydi, karanlıkta sokaklarda yürürken her köşe başına temkinli bir bakış ve uykuya yenik düşmeden önce edilen duaların sorumlusuydu. Wes Craven’in bir daha çıkmamacasına akıllara kazılmasıydı.
Dün akşam Şişli Kültür Merkezi'nde gösterimi yapılan Yeni Yaşam belgeseli, özellikle gerçek savaş sesini yanılsamasız aktarışıyla, yani o doğal sesiyle, bitmiş bir belge olmaktan ziyade deneysel bir film etkisine sahip. O yüzden bir belgesel ve ondan çok daha ötesi... Aynı zamanda kadınları merkeze alışıyla, onların gözünden savaşı aktarışıyla, reklam ve film dünyasındaki kadının o mevcut kurgusunu alt üst edecek Yeni kadın kahramanlar, pozisyonlar armağan ediyor bize. Kobane savaşını belgelemeye çalışan ve o sırada ister istemez yaşam mücadelesi veren ve verenlere tanık olan yönetmen Veysi Altay'la konuştum.
Geçen birkaç yıl içinde, aralarında Rajkamal Kahlon, Jenny Holzer ve Fernando Botero’nun da bulunduğu sanatçılar, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Terörle Mücadele’yle ilişkili olarak, işkence, gözaltı ve şiddete odaklanan önemli projeler yarattılar. Aralarından Kahlon, Amerikan gözaltı merkezlerinde yaşananlara duyduğu tepkiyi anlatıyor.
Kafka 1915 Ekim’inde yayınevine yazdığı mektupta, ilk baskının kapak resmi hakkındaki sıkıntılarını şu cümlelerle anlatır: "Kapakta böcek olmasın. Uzaktan bile görülmesin.”
Aşk bir kimya meselesidir derler. "Kimyası tutanlar" mutlu beraberliklerinin ve yakaladıkları uyumun kalp çerçeveli pozlarını beğenilerimize sunarlar. Mutfak kimyası sayesinde de 40 yıl düşünseniz akıl edemeyeceğiniz, yakışacağını tahmin etmeyeceğiniz lezzet çiftleri ortaya çıkıyor.
Carolyn Christov-Bakargiev metni kurarken hiç riske girmemiş; her şeyden bir damla koymuş... Biraz da bilim tamamdır! Hiç istisnasız 14. Bienal metni, dünya çağdaş sanat tarihindeki en “laf salatası” çerçeve olarak yerini alacaktır.