A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

LED

Dijital sanata “Giriş”

Borusan Çağdaş Sanat koleksiyonu danışmanı Kathleen Forde ile öncelikle "yeni medya sanatı" deyişi üzerine konuştum. Forde ile dijital sanat üzerine çalışan bir yazar ve küratör olarak daha çok konuşulacak konu var. Bu konuşma bir "giriş", "dijital sanata giriş" niteliğinde!

Afife Tiyatro ödülleri adayları açıklandı

Afife Tiyatro Ödülleri’nin 2015-2016 sezonu adayları, Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri İcra Kurulu Başkanı Salih Başağa, Jüri Başkanı Doç. Merih Tangün ve Haldun Dormen ev sahipliğinde Four Seasons Hotel’de düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı. Bu sene 20. yaşına giren ve geçen süre boyunca Türkiye tiyatrosunun önemli bir parçası haline gelen ödüllerde özel ödüle layık görülen isimler de belli oldu.  

“Vadim (Fishkin) bir sihirbaz”

Selman Akıl, Tophane'nin yeni konuğu Krank Sanat galerisinde 5 Mayıs'a kadar sürecek Vadim Fishkin’in ‘’Bilimsel Brikolaj’’ sergisi küratörü Ali Akay ile görüştü. Akay'a göre Vadim Rus asıllı bir sanatçı olarak parapsikolojik bir bakışa, bir sihirbaz bakışına sahip. Öte yandan "teknolojinin sanatın karşısında sadece bir malzeme olma gücü var o kadar."

Balkan Naci’den Diren yorumu

Sanatçı Balkan Naci İslimyeli, dostu Pervin Tan'ın arzusuyla Diren filmini izledi ve yorumladı:

"Atatürk'ü her fırsatta yıpratmaya çalışan, kinle yüklü saldırıların gönüllüleri içinde kadınların da olduğunu görmek utanç verici."

"Diren / Suffragette" filmi sinemalarda gösterime girdi. Emek- Sermaye çelişkisinin ilk kurbanlarını verdiği 1900 başları İngilteresinde sosyal kültürel yapılanmanın çok katlı kurbanları olan kadın işçilerin direnişlerini konu alıyor film.Temel istekleri de "oy hakkı" elde edebilmek. Oylarıyla onları, yaşarken tutuklayan düzeni dönüştürebileceklerini düşünüyorlar. Devlet önce hafife aldığı kadın gücünün büyüdükçe başlarına dert açabileceğini düşünüp, öncü direnişcilerin etrafında hemen mevzileniyor.

Yuva, evlat ve koca üçgeni içinde dondurulmuş dünyaları içinde kadınların bir tercih yapabilmeleri asıl mücadele onlar için. Kararlı olanları, güvenliğini seçenleri ve arada kalanlarıyla her devrimci süreç gibi eksilip çoğalarak ilerliyorlar.

Londra sokaklarının sanayinin kirli nefesiyle grileşen atmosferinde çekilen filmin eksiklikleri yok değil. Eylemin devingen ritmini izlerken kişiliklerde yeterince derinleşememek bu eksiklerden biri ancak filmin önemi, Amerika dahil pek çok ülkeye sıçrayacak bu direnişin önemini bugünkü nesillere anlatması. Filmin sonunda kadınların kazandıkları oy verme hakkını ilk gerçekleştiren ülkelerin onur listesi sunulurken bu listenin en üst sıralarında Türkiye'nin de adının olması.

Atatürk'ü her fırsatta yıpratmaya çalışan, kinle yüklü saldırıların gönüllüleri içinde kadınların da olduğunu görmek utanç verici.

Bu katkılarının yalnızca kadınları değil hepimizi geçen yüzyılın başlarına götürebileceği olasılığına kadın erkek birlikte karşı durabiliriz ancak. Ama özellikle kadınlar kadınların yanında olsaydı bambaşka bir dünyada yaşıyor olurduk."

2024-11-20 07:15:24