A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Gezi

Sanatın geleceği nedir?

Bu yazı stereo-reality kavramına uyum sağlamak amacıyla yazıda temel programa dili Html (Hypertext markup language-Hiper metin işaretleme dili) kullanılarak ikili bir dil oluşturulmaya çalışılarak yazıldı. Bu dil web sayfalarının oluşturulmasında kullanılan temel araçlardan biri, tek kullanım alanı bu olmayarak web sayfalarında gördüklerimizin arka planı ve bilgisayarın kendi gerçekliği, sanal gerçekliğin "günlük" dili. 

Yazı yazmak da sergi yapmak da mimarlığa dahil

10. Arkitera Ödülleri’nde “Genç Mimar Teşvik Ödülleri”nden birini kazanan Yelta Köm ile mimarlık pratiğini konuşmak için buluştuk, mimarlık camiasına bakış açısından mimari uygulamaların çeşitliliğine uzanan geniş yelpazede bir sohbet oldu: “Mimarlıkta bina ve proje yapmak dışında başka şeyler de yapılabildiğini görmek bence heveslendirici bir şey.” 

İki ayrı fuarda iki Silvan ablukası protestosu

Sanatatak genel yayın yönetmeni Ayşegül Sönmez, Contemporary İstanbul ci dialogues için moderatörlüğünü yaptığı, Marcus Graf, Esra Aliçavuşoğlu, Ingo Arend’in konuşmacı olarak katıldığı “Tehdit ve Kriz altında Sanat Eleştirmenliği” başlıklı paneli bir eylemle başlattı. Ayağa kalkarak arkasındaki duvara Silvan 12 gündür abluka altında farkında mısın yazılı çıkartma yapıştırmasının ardından Paris’te yaşananlardan sonra tehdit ve krizden ne anlamalıyız sorusuyla oturumu başlattı.

Bob Dylan’ın 1964 tarihli times they’re changing başlıklı şarkısını da dinleterek Dylan’ın yazar ve eleştirmenlere yüklediği rolü tartışmaya açtı. Almanya’dan gelen konuşmacı eleştirmen Ingo Arend, sanat eleştirmenlerinin ve yazarların artık Dylan’ın bahsettiği gibi bir dünyada yaşamadığını, 1960’lı yılların çoktan geçmişte kaldığını ifade etti. Graf’ın Almanya’dan farklı olarak Türkiye’deki çağdaş sanat eleştirisinin kısırlığına, Türkiye’de eğitimin eksikliklerine dikkat çektiği konuşmada, Esra Aliçavuşoğlu, Gezi’den sonra sanatın ne olduğunu nasıl tartıştıysak Paris saldırılarından sonra da aynı tartışmaları yine gündemimize alacağımıza dair görüşlerini dile getirdi. Ayşegül Sönmez paneli Ahmet Kaya’nın Kum Gibi şarkısıyla kapattı.

Aynı saatlerde Tüyap kitap fuarında yaptığı mizah konulu konuşmasında gazeteci yazar Vivet Kanetti, Silvan 12 gündür abluka altında farkında mısın başlıklı bir pankart açarak Pıtırcık kitaplarının çevirmeni olarak Silvan’daki çocukların ellerinden alınan şakalaşma hakkını gündeme getirdi:

“Silvan’da dünyanın tüm Pıtırcıkları gibi arkadaşlarıyla şakalaşma hakkını kullanması gereken 8000 Pıtırcık, 12 gün okula gidemedi. Bugün söyleşimizin Ramize Erer ve ben konuklarıyla bu gerçeği ve elbette Paris’teki trajediyi de paylaştık.”

Van Gogh Londra’da Tissot’ya baktı

Esen Kitap'tan çıkan Sevgilim Londra kitabıyla Vincent van Gogh ile Londra'da uzun incelikli bir yürüyüşe çıktık sahiden. Kitabın en ilginç tarafı Van Gogh'un 1873-1876 yılları arasında yaşadığı Londra'daki ziyaret ettiği müzelerde hangi ressamların etkisinde kalıp mektuplarında onlardan bahsetmesini aktarışıydı. O ressamlardan biri de James Tissot'du. İşte kitaptan Tissot ve Güvertedeki Balo'sunun hikayesinin anlatıldığı bölümü sizin için yayınlıyoruz. 

Beyoğlu Nasıl Kurtulur? I

Korhan Gümüş tarihsel bir perspektifte geçmişi ve bugünü hatırlayarak hatırlatarak yanıtlıyor: Beyoğlu Nasıl Kurtulur? "...önce "kurtarıcılar"dan kurtarmak gerekiyordu Beyoğlu'nu. Çünkü bu “kurtarıcılar” kamu gücünü kullanarak yarattıkları sınıfsal çelişkiyi azınlıklara karşı halkı kışkırtarak örtmeyi, gizlemeyi başarıyorlardı..."

2024-11-24 01:50:33