"Bienal gibi büyük sergiler elbette kültür endüstrisinin genel eleştirisi içeresinde ele alınıp, eleştirilebilir; ama içeresindeki yapıtlar hala kültür endüstrisinin üretim formüllerinin ve şablonlarının dışındadır."
"Sanatın egemen güç karşısında gerçekleri söyleme savaşı uygarlığın kendisi kadar eski bir olgu. İstanbul’da ise bu sene her zamankinden daha kanlı geçiyor."
SALT Beyoğlu, geçtiğimiz baharı harikulade bir sergiyle karşılamış ve sanatseverleri, 1990’da Romanya’da kurulmuş bir sanatçı kolektifi olan subREAL’in kapsamlı bir seçkisiyle buluşturmuştu. Anlaşılan o ki SALT’ta bahar, Vadedilmiş Bir Sergi’yle kaldığı yerden devam ediyor.
İçinde bulunduğumuz anların tam da yaşanırken arşivlenmesi, kriz zamanlarında algoritmik küratörlük, eleştirel kolektif zekâ ve bir düşünce aracı olarak teknolojik dil konularının tartışmaya açıldığı etkinliği yeni medya ve maduniyet alanında çalışan sosyolog ve sanat eleştirmeni Ebru Yetişkin değerlendirdi.
Ülkü Duru "okuma tiyatrosu" için, "Seyircinin büyük bir merakla yeni bir şey öğrenmek için orada bulunduğunu hemen hissediyorsun, bu da oyuncu için müthiş bir duygu" diyor.
Ali Saim Ülgen’in mimarlık tarihimize yeni perspektifler sağlayacak boyuttaki arşivi Salt Galata’da bir sergiyle gün yüzüne çıkıyor. Ama “arşiv”i değerlendirirken taraf olmak gerek.