A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Fotoğraf

“Gollum hakaret mi?” tartışmasına Peter Jackson da katıldı

Yüzüklerin Efendisi film serisinin yönetmeni Peter Jackson, Aydın'da görevli aile hekimi Dr. Bilgin Çiftçi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile serinin unutulmaz karakterlerinden Gollum'u karşılaştırdığı bir Facebook paylaşımı için "cumhurbaşkanına hakaret etme" suçu ile yargılanmasının ardından bir açıklama yaptı.

Dakika dakika Antalya Film Festivali heyecanı

52. Antalya Uluslararası Film Festivali yıldızlar geçidine sahne olan açılış töreni ile başladı. Hafta boyunca ulusal ve uluslararası yarışma filmlerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanından en yeni ve bol ödüllü özel yapımların izleyicilerle buluşacağı festivali sanatatak ekibinden Merve Genç adım adım takip ediyor.

Taner Ceylan’dan “Volpedo” üzerine

Milliyet gazetesi yazarı Fisun Yalçınkaya'ya verdiği söyleşisinde Taner Ceylan, 14. İstanbul Bienali için kopyaladığı Giuseppe Pellizza da Volpedo'nun 'Il quarto stato', tuval üzerine yağlıboya, 1901 tarihli resmini anlattı:

 

-Volpedo’nun resmi beş metre boyunda bir resim. Christov-Bakargiev başta bu resmi bizzat getirmek istese de bu teknik koşullar sebebiyle mümkün olmamış. Ancak çok tutkulu bu resmi bienalde sergilemek konusunda. Resimlerimi araştırmış, sanatımı incelemiş. Bana geldi, anlattı durumu, resmi birebir yapmamı istedi. Ben de Ingres’le ilgili bu çalışmanın da üstüne gelmesiyle birlikte “Yaparım ama kendi enstalasyonum şeklinde yapabilirsem ne ala,” dedim. O da kabul etti. Christov-Bakargiev’le İtalya’ya gittik ve Volpedo’nun köyünü, müzesini, atölyesini ziyaret ettik. Atölyesinde kendisinin duvarda asılı bir fotoğrafı vardı. O fotoğraftan yola çıkarak kendisinin bir resmini yaptım. Bienalde bu küçük portre ile ‘Il Quarto Stato’ karşılıklı olarak sergileniyor. Böylece bu resim orijinalliğini kaybetmeden anonim oldu, mekândan kurtuldu, özgürleşti.

 

-Resmin içeriği Türkiye’nin şu anki durumuna çok uyuyor. Halkların çokluğu, çeşitliliği, iç içe olmaları, belki de barış içinde olmayışları ve barış arzusu… Genç, yaşlı, kadın, çocuk herkes var bu resimde. Türkiye’nin şu anki gündemi için bu resim o kadar doğru bir seçim ki inanılmaz.

 

-Volpedo, resimde model olarak kendi köyünden insanları kullanmış, en öndeki kadın figürüne model olansa bizzat kendi karısı. Köyde mal mülk sahibi olan en zengin kişinin evine doğru yürüyorlar. Bir hak arayışı, bir güç birleşimi var. Birçok konuya gebe resim…

 

-Christov-Bakargiev’e göreyse resmin çizgilerden oluşan bir teknikle yapılmış olması, tüm bu çizgiler ve renklerin yan yana gelerek bütün oluşturması çok demokratik. Bunu çok seslilik ve demokrasinin bir ifadesi olarak görüyor. Bu anlamda hem günümüzde Ortadoğu’ya hem de Türkiye’deki azınlıklar ve halkların meselelerine çok dokunan, tercüman olabilecek bir resim. Tek bir kitlenin değil, sağdan sola her kesimden herkesin tercümanı bu resim.

 

-Resim çok titreşimli bir resim... Ben kendi tekniğimle resim yaparken çok sessiz ve sakin olmam gerekiyor. Ama o türde bir resim yaparken sürekli titreşim halindesiniz. Acayip bir hızdasınız ve çok zor bir teknik. 50 küsur portre var resmin içinde. Onca çoğalan figürle enerjiyi de hissedebiliyorsunuz. Dar değil kenarlardan açılan bir resim. Mesela o güne kadar haz nesnesi olarak resmedilmeyen kadınlardan biri önde. Toprağı ve işçinin gücünü anlatmak için, bir halkın ayaklandığını anlatmak için böyle bir tekniği seçmiş.

 

-Ressamın hikâyesi beni çok etkiledi. Volpedo resmi 10 yılda yapıyor, sergiliyor ancak istediği başarıyı elde edemiyor. Çocuğu ölüyor, ardından karısı ölüyor ve kendini asıyor atölyesinde. Van Gogh da biliyorsunuz başarısını göremeden gitti. Bu anlamda onu dünya çapında bir sergide onurlandırmak ve karşısına da kendi portresini resmi izlemesi için koymak önemliydi benim için.

 

-Ayrıca şöyle de bir durum oldu. Resmin günümüzde küratör yönetimindeki güncel sanat ortamlarında olmayışı ve bienallerde olmayışının en büyük sebebi fiziksel zorlukları. Ses enstalasyonunu, videoyu mail yoluyla iletiyorsun. Ama resmin sigortasından nakliyesine kadar fiziksel güçlükleri var. Bu ortadan kalkmış oldu şimdi bu yöntemle. 

Belgeselleri ile savaşın acısını yüze vurdu

Boğaziçi Üniversitesi’nin uluslararası misafir programı Boğaziçi Chronicles kapsamında İstanbul’a gelen Lübnanlı gazeteci ve yönetmen Jocelyne Saab, Beyrut’un 15 yıl boyunca yaşadığı iç savaşı, çocuk, kadın, göç ve yıkılan kent görüntüleriyle yaptığı belgesellerle gün ışığına çıkarttı. 

Tüyap’taki sanat fuarına linç girişimi

Tüyap 2015 sanat fuarında yer alan Karşı Sanat galerisi standında Gökhan Aslan'ın Çığlık isimli performansı çarşafa hakaret ettiğini düşünenler tarafından protesto edildi. Protestocular sosyal medyada "İstanbul'daki duyarlı müslümanlardan şu adrese gidip bu alçaklara hadlerini bildirmelerini istiyoruz" mesajlarıyla açık açık bir linç girişimi organize ediyorlar.

Sanatçı Gökhan Aslan ise sanatatak.com'a yaptığı özel açıklamada sosyal medyada yapılan çağrıların çalışmasının içeriğini saptırdığına dikkat çekerek Çığlık'ın başta kadınları köleleştiren Işid'i eleştirdiğini, hiçbir kadının köle olmadığını belirtti:

"Şengaldeki Ezidi kürd kadınlarını zincire vuran Işıdilerin köyü davranışıdır. Hiçbir kadın köle değildir. Köle pazarlarında satılmamalıdır. Buna da sanat yoluyla karşı çıkmak istedim. Aynı zamanda Ankara'da yaşanan bombalı eylem sonucu yaşamını yitiren barışçı insanlarla ilgili yorumda var bu performansın içinde. İran'da her hafta sokaklarda asılan gençler de var. Bütün bunlara tepki çalışmasıdır Çığlık."

 

 

bu alçaklara hadlerini bildirmelerini rica ediyoruzQêrin (çığlık) çalışmamın oluşması sürecinde başta eşim başak kızım sidem çalışmanın hazırlanışında katkılarını esirgemeyen Ciran Hasan demirtaş mahmut fotoğrafların çekimlerini yapan Eşref karagöz Lokman Aydın çalışmamın sponsorluğunu üstlenen Hakan Karaaslan istanbuldan karşı sanattan Özcan ve fayyaz yaman teknik desteğini ses sistemleri vs çözen dayıoğlu Bülent Koçak a sergi açılış esnasında yanımda yeralan Başta Deniz dostlarım fehim ışık Mahmut wenda Koyuncu Diljen Roni ve eşi Derya Erim Bayrı aynı zamanda basın emekçilerine sonsuz teşekkürlerimi ve minnettarlığımı belirtmek isterim unutmadan çalışmamın parçası olan pervin abla Yavuz koçoğlu ve öğrenci arkadaşlara da ayrıca içten teşekkürlerimi sunuyorum sağolun varolun...
2024-11-24 23:18:01